Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nca düzenlenen geleceğin ulaşım ve haberleşme sistemlerinin ele alınacağı 12. Ulaştırma ve Haberleşme Şurası’nda yaptığı konuşmada, Kanal İstanbul’un planlanmasının mevcut şartlarda zorunla hale geldiğine dikkat çekti.
Düşük maliyetli ve verimli olmasıyla deniz taşımacılığının sürdürülebilir ekonomik gelişme ve refah içinde olmazsa olmaz olduğuna işaret eden Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, üç yanı denizlerle çevrili bir yarımada olan Türkiye’nin bu gerçekliğinden hareketle denizcilik alanında devrim niteliğinde gelişmeler kaydettiklerini söyledi.
Türkiye’nin toplam dış ticareti içinde deniz yolunun ekonomik payının 2003 yılında 57 milyar dolarken, 2020 yılında 216 milyar dolara yükseldiğini aktaran Karaismailoğlu, şunları kaydetti:
“Ocak-Temmuz 2021’de deniz yolunun payı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 36 artarak 158 milyar dolar oldu. 4 Haziran’da Karadeniz’de faaliyetlerine başlayan Filyos Limanı, yıllık 25 milyon ton konteyner elleçleme kapasitesi ile büyük tonajlı gemilerin yeni adresidir, Rusya, Balkanlar ve Orta Doğu ülkeleri arasındaki potansiyel trafikten kaynaklanacak kombine taşımacılık zinciri için önemli bir aktarma merkezidir. Yine Rize İyidere Lojistik Limanı yapımına da başladık. Yılda 3 milyon ton genel kargo, 8 milyon ton dökme yük, 100 bin TEU konteyner ve 100 bin araçlık Ro-Ro kapasitesi ile Karadeniz kıyılarında büyük tonajlı gemilerin yanaşabileceği dev yatırımı hayata geçiriyoruz. Bu limanlarımız ile birlikte Ege Denizi’nde yapımı devam eden Çandarlı Limanı ve Akdeniz’deki Mersin Uluslararası Limanı’nda devam eden genişletme çalışmaları ile üç¸ tarafı denizlerle çevrili olan ülkemizin ‘denizci ülke’ kimliğini ön plana çıkarıyoruz. 2002 yılında 37 olan tersane sayımız 84’e, yıllık üretim kapasitemiz ise 550 bin deadweight tondan 4,65 milyon deadweight tona yükselmiş ve yerlilik oranımız ise yüzde 60 seviyelerine ulaşmıştır. Dünyanın önde gelen yat imalatçısı olan ülkemiz, 2020 yılı mega yat projesinde sipariş adedi bakımından dünyada 3’üncü sıradadır.”
Geçen gemi sayısı ve riskler arttı
Adil Karaismailoğlu, dünya deniz taşımacılığına yeni bir soluk getirecek Kanal İstanbul ile ulaşım sektörü ve denizcilik alanında yeni bir çağın kapısının aralandığını söyledi.
Projenin, dünyada ve Türkiye’de yaşanan teknolojik ve ekonomik gelişmelerin değişen iktisadi yönelimler ve ülkenin ulaştırma altyapıları konusundaki artan ihtiyaçları doğrultusunda ortaya çıkan bir vizyon projesi olduğunu vurgulayan Karaismailoğlu, Kanal İstanbul kapsamındaki ilk ulaşım köprüsü olan Sazlıdere Köprüsü’nün temelini atarak projeye başladıklarını hatırlattı.
Karaismailoğlu, ulaşım geçişi olan Halkalı-Kapıkule yeni demir yolu inşaatı kapsamında Halkalı-Ispartakule demir yolu hattı yapım işine başladıklarını belirterek, dünyadaki su yolu projeleri incelendiğinde, İstanbul Boğazı gibi yoğun nüfusun içinden geçen başka bir su yolu bulunmadığına dikkati çekti.
Her iki yakasında yüz binlerce sakinin yaşadığı Boğaziçi’nin, gün içinde milyonlarca İstanbullu için ticaret, yaşam ve geçiş yeri olduğunu ifade eden Karaismailoğlu, gemi trafiğinin oluşturduğu riskler nedeniyle Boğaz’ın her yıl daha tehlikeli hale geldiğini vurguladı.
100 yıl öncesinde 3-4 bin olan yıllık gemi geçiş sayısının bugün 45 bine ulaştığını bildiren Karaismailoğlu, “Bunun yanında binlerce de şehir içi gemi trafiği seyir halindedir. Boğaz’da ortalama bekleme süresi, her gemi için yaklaşık 14,5 saattir. Bekleme süresi, bazen gemi trafiğine ve hava şartlarına bazen de yaşanacak bir kaza veya arızaya bağlı olarak 3-4 günü, hatta haftayı bulabilmektedir. Bu çerçevede, İstanbul Boğazı’na alternatif bir geçiş koridorunun planlanması zorunlu hale geldi ve Kanal İstanbul Projesi hayata geçirildi.” ifadelerini kullandı.