İMEAK Deniz Ticaret Odası Temmuz ayı olağan meclis toplantısı Piri Reis Üniversitesi konferans salonunda Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun da katılımıyla gerçekleşti.
Salgın döneminde 3 ay boyunca video konferans yöntemiyle gerçekleşen İstanbul ve Marmara, Ege, Akdeniz, Karadeniz Bölgeleri (İMEAK) Deniz Ticaret Odası (DTO) meclis toplantıları normalleşme süreciyle yeniden yapılmaya başlandı. Normalleşme sürecinin ilk toplantısı İMEAK DTO Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır Başkanlığı’nda Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun katılımıyla gerçekleşti.
Dünya deniz ticaretindeki payımızı artırmalıyız
Toplantıda konuşan İMEAK DTO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, Türk denizciliğinin dünya denizciliğinin dünya deniz ticaretinden aldığı payın artırılması gerektiğine vurgu yaparak, ‘’Dünya deniz taşımacılığındaki payımızın artırılması geleceğimiz için büyük önem taşımaktadır’’ dedi.
Türk denizciliğinin tarihsel gelişimi hakkında bilgiler sunan Kıran, gelinen noktada denizcilik sektörünün hem sanayi hem de hizmet sektörü olarak ülke ekonomisine katkısının 20 milyar dolar sevilerine olduğunu dile getirdi. Sektörün istihdama doğrudan ve dolaylı katkısının 1 milyonun üzerinde olduğunu belirten Kıran şöyle konuştu:
Peki, bugün ulaştığımız nokta yeterli midir? Tabii ki yeterli değildir. Ülkemizin yer aldığı coğrafyadaki stratejik öneme haiz konumu, genç nüfusu ve sahip olduğu avantajlardan faydalanılarak dünya deniz taşımacılığındaki payımızın artırılması geleceğimiz için büyük önem taşımaktadır.
Bir örnek vermek gerekirse; Türk sahipli ticaret filomuz bugün 1.484 gemi ve 29,3 milyon DWT ile 15’inci sırada yer alırken, hemen yanı başımızda yaklaşık 11 milyon nüfusa sahip komşumuz Yunanistan, 4.926 gemi ve 394 milyon DWT ile dünyada ilk sıradadır.
Türk armatörlerin küresel rekabet gücünün artması için yapılması gerekenler aslında hâlihazırda bu işi yapmış olan ülkelerin neler yaptığı dikkate alınarak kolayca görülebilir. Bu sektör, karada yerleşik bir sanayi, bir hizmet sektörü gibi değil, kuralları uluslararası belirlenmiş ve uygulanmakta olan bir sektör olduğu için dışarıdaki rakiplerimiz hangi imkânlara sahipse, bizim de benzer imkânlara sahip olmamız gerekmektedir.
Koronavirüs salgını sürecinde bütün dünya, denizcilik sektörünün ne kadar hayati bir öneme sahip olduğunu çok net bir şekilde gördü. Dünyada yüklerin yüzde 85’nin taşındığı deniz yolunun payı, salgın sonrası yüzde 90’lara çıktı. Salgın sürecinde ekonomilerin ayakta kalması, toplumsal ihtiyaçların temini ve tedarik zincirinin sürdürülebilirliğinin sağlanması konusunda gerek gemilerde, gerek limanlarda çalışanlar çok önemli bir görevi ifa ettiler. Bu sayede, kısıtlamalarla zaten zorlaşan hayatı idame ettirme noktasında hayati öneme sahip ürünlere sorunsuzca ulaşabildik.
COVID 19 salgını, Doğu Akdeniz’deki gelişmeler, Libya ile imzalanan münhasır ekonomik bölge anlaşması açık olarak göstermiştir ki, denizlerde var olmak mecburiyetimiz vardır. Bu bağlamda denizcilik bir devlet politikası olmalı ve gücünün artırılması için her imkan seferber edilmelidir.
Hükümetimizin son yıllarda MİLGEM ve benzeri projeler ile savunma sanayimize sağladığı imkanlar sonucu geldiğimiz nokta ve sağladığımız başarı bunun en somut göstergesidir. Buradan hareketle, ticaret bahriyesinin de benzer güçte olması için çalışmalar yapılmasının önemi ve mecburiyeti aşikar bir netice olarak ortaya çıkmaktadır.

Denizciliğin milli gelire katkısını 2 katına çıkarmalıyız
Türk denizcisinin devletin de önderliği ve desteğiyle yeni atılımlar gerçekleştirmeye hazır olduğunu belirten Kıran, dünyanın önde gelen denizci ülkeleri ile eşit rekabet koşulları yaratılarak, ülkemizin dünya denizcilik liginde önemli bir aktör olması, sahip olduğu sektörel bilgi ve tecrübeyi koruması amacıyla DTO koordinasyonu ve sektör paydaşlarımızın katılımıyla “Tonaj Harcı Kütüğü” oluşturulması çalışmaları yapılarak Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın takdirine sunulduğunu söyledi.
Denizcilik sektörünün desteklenip geliştirilmesi, Türk deniz ticaret filosunun rekabet gücünün mutlaka artırılması gerektiğini dile getiren Kıran; ‘’ Milli gelir içinde denizciliğin katkısını en az 2 katına çıkarmamız, dünya denizciliğinden daha fazla pay almamız, ülke olarak dünya denizciliğinde lider 10 ülke arasında yer almak öncelikli hedefimiz olmalıdır. Yukarıda arz ettiğim çalışmaların hayata geçirilmesinin denizciliğimiz için yeni bir milat oluşturacağına ve hedeflerimize hızla ulaşmada ivme kazandıracağına yürekten inanıyorum’’ dedi.
Deniz çalışanlarının evlerine dönme zamanı çoktan geldi
COVID-19 salgını ve ardından ülkelerin uygulamaya koyduğu seyahat kısıtlamaları nedeniyle birçok gemi çalışanının normal hizmet sürelerinin dışına çıkarak uzun süredir görev yapmaya devam ettiklerini dile getiren Kıran, normalleşme sürecinde ülkeler arasındaki uçuşların başlamasına rağmen denizcilerin sorunun sürdüğünü belirtti. Salgın döneminde büyük bir özveriyle görevini yerine getiren deniz çalışanlarının evlerine dönmesi gerektiğine ilişkin Kıran şöyle konuştu:
Sorunun çözümü için Uluslararası Denizcilik Örgütü, Uluslararası Deniz Çalışanları Sendikası ve Uluslararası Çalışma Örgütü hükümetler nezdinde çaba gösteriyorlar. Deniz Ticaret Odası olarak bizim de konunun takipçisi olduğumuzu belirtmek istiyorum. Salgın döneminde toplumsal ihtiyaçların temini ve tedarik zincirinin sürdürülebilirliğinin sağlanması konusunda çok önemli görevler ifa eden deniz çalışanlarımızı, evlerine ve ailelerine kavuşturma zamanının çoktan geldiğini düşünüyorum. Bu konuda uluslararası platformda gerekli girişimleri yapmanızı arz ediyorum.

Ekonomik istikrar denizciliğe de yansıdı
Piri Reis Üniversitesi’nde düzenlenen toplantıda konuşan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu da ülkemiz dış ticaretinin yüzde 90’ının deniz yoluyla yapıldığını ifade etti. Ülke ekonomisindeki istikrarın denizciliğe aynı oranda yansıdığını belirten Bakan Karaismiloğlu, ‘’Limanlarımızda elleçlenen yük miktarı 2003 yılında 190 milyon ton iken 2019 yılında 484 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Yine aynı dönemde konteyner elleçleme miktarımız 11 milyon tona ulaşarak 5 kata yakın artış göstermiştir. Kabotaj hattındaki yük taşımacılığı 56 milyon ton, yolca taşımacılığı 150 milyon yolcuya ulaşmıştır. Ayrıca kobtaj hattında 13.5 milyon aracın taşınması gerçekleşmiştir. Ülkemiz dış ticaretinde denizciliğimizin parasal değeri 2003 yılında 57 milyar dolar iken 2019 yılında 222 milyar dolar seviyelerine yükselerek yüzde 290 oranında artmıştır ’’dedi.
Dünya gemilerinde hizmet etmeye hazır 133 bin 721 aktif gemi adamı
Bakan Karaismailoğlu, hükümet olarak denizcilik sektörünün ekonomi içindeki ağırlığının artmasına olanak sağlayan her adımı atmaya devam edeceklerini dile getirerek, Türkiye’nin, gemi adamı yetiştirmede dünya için önemli bir kaynak olduğunu söyledi. Türkiye’de uluslararası standartlarda eğitim veren ve bakanlık tarafından akredite edilmiş 103 eğitim kurumunun ve dünya denizlerindeki gemilerde hizmet etmeye hazır 133 bin 721 aktif gemi adamının bulunduğunu anlatan Karaismailoğlu, denizcilik sektörünün geleceği açısından, eğitime büyük değer verdiklerini belirtti.
Karaismailoğlu, şöyle devam etti:
“Bu kapsamda, İMEAK Deniz Ticaret Odası tarafından Ar-Ge ve inovasyon kültürünün gelişmesi, yeni deniz teknolojileri ile yüksek katma değerli üretim ve ihracat hedeflerine katkı sağlanması amacıyla düzenlenen Denizci Millet, Denizci Ülke Yarışması’nın gelecek yıllarda da sürdürüleceğini müjdelemek isterim. 2 Ocak’ta başlayan ve 27 Mart’a kadar devam eden yarışmaya, 53 fikir ve projenin başvurmuş olması denizcilik sektörüne olan ilginin de göstergesi. Ön değerlendirme süreçlerinin ardından 6 proje, 29 Haziran’da final sunumuna davet edildi. Bugün burada, ilk 3 dereceye giren projeleri açıklayarak ödüllendireceğiz.”

“Dijitalleşen denizcilik sektörünün daha hızlı ve verimli olacağına inanıyoruz”
Bakan Karaismailoğlu, sektörün önümüzdeki süreçte gelişimini sürdürerek yeni istihdamlar sağlayabileceğini belirterek, Türkiye’nin, gemi söküm endüstrisinde 2019 yılındaki 1,1 milyon groston hacmiyle dünya genelinde yüzde 8,3’lük payla Avrupa’da birinci, dünyada ise üçüncü sırada yer aldığını aktardı.
Karaismailoğlu, belge başvurularının kabulü ve belge ücretlerinin tahsili dahil tüm hizmetlerde giderek artan bir şekilde e-devlete geçmeyi amaçladıklarını ifade ederek, “Dijitalleşen denizcilik sektörünün daha hızlı ve verimli olacağına inanıyoruz.” dedi.
Tüm dünyayı etkisi altına alan, Türkiye’yi de etkileyen salgının, küresel ölçekte dijital iş birliğine ilişkin yol haritasının uygulanmasına ivme katacağını anlatan Adil Karaismailoğlu, şunları kaydetti:
“İçerisinde bulunduğumuz salgın döneminde deniz yoluyla taşımacılığın devam etmesinin hayati önem taşıması nedeniyle çeşitli tedbirler alınmıştır. Bu kapsamda, gemi adamı ile gemi ve denizcilik şirketlerinin sertifikalarının süreleri ile gemi denetimlerinin aralıkları uzatılmıştır. Ülkemizin denizlerde sahip olduğu bu zengin potansiyeli en iyi şekilde değerlendirerek, dünya denizciliğinde hak ettiğimiz yeri almamız hepimizin ortak dileğidir. Unutmayalım ki denize ve denizciliğe verilecek önem ölçüsünde Türkiye Cumhuriyeti büyüyecek ve güçlenecektir. Üç tarafı denizlerle çevrili ve dünyanın gıpta ile baktığı bir coğrafyaya sahibiz. Bu bakımdan, denizler ve siz denizciler, bizim için ayrı bir değersiniz. Bu yaklaşımla, Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak denizcilik ve deniz yolları alanına dört elle sarılıyoruz.”

Konuşmaların ardından İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran ve Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’na günün anısına hatıra plaketi takdim etti. Toplantıya ev sahipliği yapan Piri Reis Üniversitesi Rektörü Oral Erdoğan da Bakan Karaismailoğlu’na günün anısına plaket takdiminde bulundu.

