İMEAK DTO Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır başkanlığında gerçekleştirilen Mayıs ayı Meclis toplantısının ardından 5. Müşterek Meslek Komiteleri Toplantısına geçildi. Toplantıya, son Başbakan ve AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım iştirak ederek, “Türkiye ve Dünya’da Covid-19 Gündemi ve Sonrası” hakkında değerlendirmelerde bulundu. Toplantıya ayrıca, Ulaştırma ve Haberleşme Bakanlığı eski Müsteşarı, Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) nezdinde Türkiye Daimi Temsilcisi Büyükelçi Suat Hayri Aka, Kanada’dan video konferans ile katıldı.
Binali Yıldırım konuşmasına, Kanuni Sultan Süleyman’ın “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” sözlerini hatırlatarak başladı. Kanuni’nin 500 yıl önce söylediği sözlerin bugün bütün dünyayı kapsadığını, Çin’de başlayan, Mart ayından itibaren çok hızlı bir şekilde ülkemizde ve dünyanın değişik bölgelerinde kendini göstermeye başlayan Covid-19 virüsünün maalesef bütün dünyayı, bütün ülkeleri dize getirmeyi başardığını söyledi.
Herkesin birbirine sosyal mesafeyi koruyarak, izole ederek, hareketlerini sınırlandırarak yeni bir yaşama başlamak mecburiyetinde kaldığını belirten Binali Yıldırım, şunları söyledi:
“Ülkemizin küresel bela karşısında ortaya koyduğu başarıyı asla küçümsemeyelim, gurur duyalım. Yıllardır sağlık sektörüne yapılan yatırımların bugün insan sağlığı gibi önemli bir konuda karşılığını görmek bizler ziyadesiyle mutlu ediyor. Bütün imkanlara sahip, teknolojilere, zenginliklere sahip ülkelerin gözle görünmez bir mikrop karşısında nasıl çaresiz kaldığını, nasıl acze düştüğünü gördük. Sağlık altyapısına yaptığımız yatırımların faydasını hep beraber bir kez daha gördük ve yaşadık. Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere hükümetimizin ortaya koyduğu performans ve hızlı kararlar neticesinde birçok ülkeye göre daha az bir can kaybı ve hasarla bu süreci yönetmeyi başardık.”
Covid-19 sürecinin 3 evresi bulunduğunu belirten Binali Yıldırım, bunları “musibetin defedilmesi ve kontrol altına alınması”, “kısa vadeli tekrar toparlanma süreci” ve daha sonra “bütün taşların yerine oturması ve norma hayata dönülmesi” olarak sıraladı.
“Şu anda Türkiye olayı kontrol altına almıştır.” diyen Binali Yıldırım, “Ancak bu bizi heveslendirmesin. Belirsizliklere karşı mücadele şansımız yoktur. Bu sürecin en önemli özelliği belirsizliktir. Henüz bu virüsün tedavisi, aşısı ortaya çıkmamıştır. Tekrar mutasyon suretiyle ortaya çıkıp çıkmayacağı kesinlik kazanmamıştır. Dolayısıyla tehlike, risk devam etmektedir.” diye konuştu.
Covid Sonrası Denizcilik Sektörü
Denizcilik sektörü dahil olmak üzere hayatın tüm alanlarında hiçbir şeyin artık eskisi gibi olmayacağını belirten Binali Yıldırım, şunları söyledi:
“Denizcilik sektörü olarak Covid sonrası iş tutuş şekillerimizi ve dünyanın denizcilikte hangi yeni uygulamalara gireceğine yönelik düşüncelerini yakından takip etmemiz gerekir. Yeni kurallar gelecek. Dijital teknolojiler daha çok kullanılacaktır. Uzaktan kontrollü gemiler söz konusu olacaktır. Fosil yakıtların gittikçe daha az kullanılacağı, elektrikli ve çevre dostu yakıtlarla işletilen gemiler söz konusu olacaktır. Dolayısıyla gerek gemilerde gerek kara tesislerinde dijital teknolojiler çok yaygın olarak kullanılacaktır. Gemi adamlarımızın buna göre donanımlı hale getirilmesi önemli olacaktır. Gerek IMO gerek diğer uluslararası organizasyonlar denizciliğin kurallarını, geleceğini belirleyecek yeni çalışmalara hız verecek. Türkiye bu yapı içerisinde izleyici değil karar verici konumda olmayı başarmalıdır. Bunu da Deniz Ticaret Odamız, Bakanlıklarımız, diğer sivil toplum örgütlerimizin müşterek çalışmasıyla başarabiliriz.”
Türkiye İçin Fırsat Penceresi
Her belirsizliğin, fırsatı da beraberinde getirdiğini belirten Binali Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı:
“Türkiye bu krizden bir fırsat penceresi açabilir. Bununla ilgili çalışmalarımızı yapıyoruz. Çünkü Türkiye’nin hazır bir alt yapısı var, üretim kabiliyeti var, yetişmiş insan gücü var. Gelişmiş ülkeler her ne kadar ABD, Avrupa bu kriz dolayısıyla küçülecekse de, bunun yanı sıra dünyada bu kriz sonrası alt yapısı yetersiz hale gelen, üretim kabiliyetini kaybeden ülkelerin yerini alacak bir Türkiye var. Çin, tek başına artık bu işi götüremez. Türkiye bu anlamda pazara yakınlığı dolayısıyla ve yetişmiş insan gücü dolayısıyla çok büyük bir boşluğu dolduracak imkan ve fırsata sahip. Şansımız Covid sürecinde başarılı bir performans göstermemizdir. Dünya bunu görüyor. Türkiye’nin bu konudaki başarısını, hakkını herkes teslim ediyor. Bu da bize Covid sonrası güvenilen ülke fırsatını veriyor. Nerede verecek? Turizmde verecek, ticarette verecek, uluslararası ilişkilerde verecek. Bu fırsatı ülkemizin katma değerine dönüştürmek elbette ki bizim öncelikli görevimiz olacak.”
İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran da yaptığı konuşmada, Covid-19 ile mücadelede Türkiye’nin başarılı bir süreç yürüttüğünü ifade ederek, son günlerde vakalarla ilgili gelen olumlu rakamlar sonucu normal hayata dönüşün ilk kademesi kapsamında alınan kararların Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından açıklandığını kaydetti.
Türkiye’nin yoğun bakım, solunum cihazı gibi donanım kapasitesi ve test yoğunluğu açısından oldukça başarılı bir sınav verdiğini, geçiş sürecinde de söz konusu kapasite ülkemiz açısından önemli bir avantaj olacağını kaydeden Tamer Kıran, “Sosyal mesafe ve kişisel korunmaya ilişkin gerekli özeni göstermemiz durumunda normalleşme sürecinde başarı şansımız da artacaktır.” İfadesini kullandı.
Tamer Kıran, “Bugünlere Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde, Sağlık Bakanımızın yönetiminde salgının başladığı ilk günden bu yana aldığımız yerinde önlemler ve başarıyla yürüttüğümüz uygulamalarla geldik. Bu mücadelenin ön safında yer alan doktor, hemşire tüm sağlık çalışanlarımıza bir kez daha saygı, minnet ve şükranlarımızı sunuyoruz.” dedi.
Bir büyük teşekkürü de denizcilerin hak ettiğini belirten Tamer Kıran, “Bu kriz sürecinde bütün dünya sektörümüzün ne kadar hayati bir öneme sahip olduğunu çok net bir şekilde gördü. Toplumun günlük ihtiyaçlarının karşılanması, tedarik zincirinin bozulmaması için emek ve mesai harcayan tüm denizcilerimize şükranlarımı sunuyorum. Hakikaten fevkalade önemli bir hizmet sundular, sunmaya devam ediyorlar.” diye konuştu.
Salgının Ekonomiye Etkisi
Tüm dünyada olduğu gibi pandeminin ekonomimize olumsuz yansımasının hem arz yönlü hem de talep yönlü olarak gerçekleştiğini belirten Tamer Kıran, “Ötelenen üretimin devreye girmesi ile beraber ilk etapta ekonomik aktivitede görece güçlü bir toparlanma olasılığı yüksektir. Fakat başta turizm ve ulaştırma olmak üzere hizmet sektörlerindeki toparlanma zamana yayılacaktır.” dedi.
Tamer Kıran, “Toparlanmanın tekrar ivme kazanması için pandeminin ikinci bir dalga olarak gelmemesi, bu süreçte etkili ilaç tedavisinin devreye girmesi ve koruyucu aşı önemli bir faktör olacaktır. Bu çerçevede firmalarımız eski normale dönüş için 1-1.5 yıllık bir süreci yönetmeye hazırlıklı olmalıdır. Yaşadığımız sürece ilişkin belirsizliğin yüksek olması nedeniyle temkinli bir iyimserliği korumak önemli görünmektedir.” diye konuştu.
Denizcilik Sektörü
Denizcilik sektörü için dünya ekonomisinin ve dünya ticaret hacminin büyüme oranının önemli parametreler olduğunu kaydeden Tamer Kıran, şunları söyledi:
“Bildiğimiz gibi emtia fiyatları dünya ekonomisinin büyüme eğilimi için önemli bir göstergedir. Bu emtialar arasında ayrı bir yere sahip olan petrol fiyatlarında geçtiğimiz ay çok sert düşüşler hatta negatif fiyatlar bile oluştu. Petrol talebinin yüzde 30’a yakın düştüğü, arzın ise yüzde 10 bile düşemediği bir ortamda stok yapma imkanının bile kalmaması bu sonucu getirdi. Buna bağlı olarak VLCC (Çok Büyük Ham Taşıyıcı) ve ULLC (Ultra Büyük Ham Taşıyıcı) gemilerinin depo gibi kullanımıyla günlük getirilerinde ciddi artışlar ortaya çıktı. Arz yönlü ciddi kesintiler gündeme gelmedikçe geçtiğimiz ay kadar olmasa bile talep yetersizliğinin fiyatlara baskı yapma, buna bağlı olarak da VLCC ve ULCC’lerin yüksek getiri sağlama olasılığı önümüzdeki dönemde de devam ediyor.”
2019 yılında yüzde 0,9 büyüyen dünya ticaretinin 2020 yılında yüzde 11 daralması, 2021 yılında ise yüzde 8,4 büyümesi beklendiğini kaydeden Tamer Kıran, şöyle devam etti:
“Bu yılki daralma büyük oranda yılın ilk yarısında yaşadığımız gelişmeler sonucu gerçekleşmiş olacak. Denizcilik sektörü için de yılın ikinci yarısı ve gelecek yılı temel senaryoda bir toparlanma dönemi olarak düşünmek mümkün. Bu toparlanma ve sonrasında tedarik zincirlerindeki riski azaltmak anlamında Çin’in dünya imalat sanayi üretimindeki payının azaldığı, alternatif lojistik ve üretim merkezlerinin ortaya çıktığı bir döneme girme ihtimalimiz bulunuyor. Bir başka ifade ile tedarik zincirlerinin yeniden yapılandırılması, bunun taşıma yolları ve limanların dikey entegrasyonunda değişimler ortaya çıkarması söz konusu olabilir. Tüm bu değişimler ülkemiz için fırsatlar yaratacaktır. Buna hazırlıklı olmak, sürecin dinamiklerini doğru okumak fırsatları realize etmek açısından önemli olacaktır.”
“Gece Gündüz Demeden Uğraş Veriyoruz”
Salgınla birlikte hassas bir süreç yürüttüklerini belirten Tamer Kıran, üyelerimizin en büyük sıkıntısı olan finansman kaynağı bulma sorununu gidermek için çatı kuruluşumuz Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği öncülüğünde yoğun çabalar sarf ettiklerini anlattı.
Tamer Kıran, “Bu çabaların sonucunda Türkiye Halk Bankası tarafından kullandırılan İşe Devam Desteği – Küçük İşletme Cansuyu Kredisi’nden üyelerimiz faydalanabiliyorlar. Yine, Kredi Garanti Fonu’nun kefaleti ve Oda’mızın maddi katkılarıyla Nefes Kredisi Denizbank tarafından hayata geçirildi. Nefes Kredisi için Odamızın kaynaklarıyla yaklaşık 60 milyon TL’lik kredi hacmi sağlamayı hedefledik. Şu an itibarıyla Nefes Kredisi için 300 adet, Halkbank Cansuyu Kredisi için 17 adet faaliyet belgesi vermiş durumdayız. Bu süreçte üyelerimizin sıkıntılarını da göz önüne alarak Nefes ve Cansuyu kredi talepleri kapsamında vermiş olduğumuz faaliyet belgelerinden ücret almıyoruz. Meclisimizin bu konudaki onayı için de ayrıca teşekkür ediyorum. Tüm bu desteklerin zor zamanda mikro ölçekteki şirketlerimizin dertlerine bir nebze derman olacağına inanıyoruz.” diye konuştu.
Bir yandan da, salgın sürecinde sektörümüzü yakından ilgilendiren ve sorun teşkil eden konularda ilgili bakanlıklar ve kurumlarla yakın işbirliğini sürdürdüklerini belirten Tamer Kıran, salgında dünya genelinde uçuşların durdurulması neticesinde gemi çalışanlarının değişimi sürecinde ciddi sıkıntılar yaşandığını söyledi.
Deniz çalışanlarını unutmadıklarını, imkanlar dahilinde en iyisini yapmaya çalıştıklarını anlatan Tamer Kıran, “Şahsi görüşüm kısmetse Bayramdan sonra, yurtdışı tarifeli uçak seferlerinin başlaması ile deniz çalışanlarımızı inşallah evlerine döndürmeye başlarız diye ümit ediyorum. Bu konuda herkesin anlayış gösterdiğini duyuyorum. Onlar da durumu görüyorlar. Bu vesile ile deniz çalışanlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Bu konudaki sabırlarına bir müddet daha devam etmelerini istiyorum.” diye konuştu.
Tamer Kıran, gemi adamlarının 14 gün karantinaya girmesi konusu ve Türk Boğazlarından geçiş yapan gemilere verilen tamir bakım hizmetlerinde yaşanan sorunlara ilişkin gelişmeleri de üyelerle paylaştı.
Ayrıca, Deniz Turizmi Sektörüne ilişkin destek taleplerden “Turizm Amaçlı Sportif Faaliyet İşletmelerinin Belge Sürelerinin Uzatılması” konusunu Kültür ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ilettiklerini belirten Tamer Kıran, turizm amaçlı sportif faaliyet işletmelerinden 5 yıla kadar izin verilen ve 2020 yılında turizm işletme belgesi yenilenmesi gerekenlerin, yenileme yapılmaksızın (belge bedeli alınmaksızın) mevcut belgelerinin 2020 yılı için de geçerli kabul edilmesinin uygun görüldüğünü söyledi. Kıran, destekleri için Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Mehmet Nuri Ersoy’a teşekkürlerini sundu.
“Geleneksel İftar Yemeğimizi Yapamadık”
Salgına karşı ilaç veya bir aşı veya bulununcaya kadar hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını artık yeni yaşam ve çalışma şekillerine alışmamız gerektiğini belirten Tamer Kıran, “Covid-19 salgını nedeniyle her yıl düzenlediğimiz geleneksel iftar yemeğimizi bu yıl maalesef yapamıyoruz. Onun yerine Odamız bütçesinden, TOBB’un da desteğini katarak ihtiyaç sahibi 2.180 kişiye alışveriş çeki hediye ettik. Yardım çekleri şubelerimizdeki Meclis Üyelerimizin gayretleriyle yerlerine ulaştırıldı.”
Tamer Kıran, konuşmasının sonunda, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü ile 10 Mayıs Anneler Günü’nü kutladı.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, 19 Mayıs’ta Bandırma Gemisi ile Samsun’a çıkıp, işgal altındaki ülkenin kurtuluşu için meşaleyi yaktığını hatırlatan Tamer Kıran, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını bir kez daha saygı ve minnetle anıyor, başta gençlerimiz olmak üzere milletimizin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutluyorum.” dedi.
Mayıs ayında, rahmet ve bereket ayı Ramazan ayının son günlerinde Kadir gecesinin idrak edileceğini belirten Tamer Kıran, “Milletimizin ve İslam âleminin Kadir Gecesi’ni tebrik ediyor, ibadet ve dualarımızın kabul olmasını diliyorum. Yine hemen ardından kutlayacağımız Ramazan Bayramı’nın da milletimize, insanlarımıza mutluluk ve huzur getirmesini, sağlık ve afiyet içinde nice bayramlara erişmemizi temenni ediyorum.” diye konuştu.