Asya’nın lider boya markası Nippon Paint, Türkiye pazarına girişinin ilk yılını görkemli bir etkinlikle kutladı. Yeni ürünlerinin lansmanını gerçekleştiren Nippon Paint, etkinlikte mimarlık dünyasının önemli isimlerini de ağırladı. Berlin merkezli Plastique Fantastique’in ortakları Yena Young ve Marco Canevacci ile Danimarkalı çok disiplinli tasarım ofisi SLA’nın ortağı Rasmus Astrup, Nippon Paint’in çözüm ortağı olduğu mimar, iç mimar ve tasarımcılara hikayelerini ve ilham veren projelerini anlattı.
Asya’nın lider boya markası Nippon Paint, ürünlerinin Türkiye pazarına girişinin ilk yılını görkemli bir etkinlikle kutlarken 13 yıldır düzenlediği Asya’nın en prestijli tasarım ödüllerinden Asia Young Designer Awards’ın Türkiye ayağını da başlattığını duyurdu. Nippon Paint, bu özel etkinlikte dünya mimarlık camiasının ünlü isimlerini de mimarlar, iç mimarlar ve tasarım meraklılarıyla buluşturdu.
Mekan bağımsız, uyarlanabilir, düşük enerji sarfiyatlı, nefes alan, geçici şişme strüktürel tasarımlarıyla tanınan Berlin merkezli Plastique Fantastique’in ortakları Yena Young ile Marco Canevacci ve kentsel tasarım, mimarlık stüdyolarından biri olan Danimarkalı çok disiplinli tasarım ofisi SLA’nın ortağı Rasmus Astrup, ilham veren projelerini ve hikayelerini Nippon Paint’in 10 Şubat’ta online olarak gerçekleştirdiği Türkiye lansmanında paylaştılar.
Ünlü oyuncu Selma Ergeç’in moderasyonunu yaptığı etkinliğe katılan Plastique Fantastique’in ortaklarından Yena Young ve Marco Canevacci, projelerinin insanı yansıtmasına önem verdiklerini dile getirdi. İki usta tasarımcı, bakış açılarını şöyle özetledi:
Yena Young&Marco Canevacci: Her kabarcık insanların bir derdini yansıtıyor
“Yapılardaki şeffaflık ve geçişler sayesinde olağanüstü bir deneyim yaratıyoruz. Bizim projelerimizde her kabarcığın insanların bir derdini yansıtması şeklinde bir yapısı var. Her birimiz farklı konular üzerine fikirler geliştirip tasarımlarımıza yansıtıyoruz. Yarattığımız mekanlarda film izleyebilirsiniz, dans edebilirsiniz, konser verebilirsiniz, temiz hava alabilirsiniz veya izole olabilirsiniz.
Almanya’daki Sound of Light projemizde; kamerayla ışığı alıp ışık girmeyen kabarcık barınak içine yerleştirilen 7 renk balona yansıtıldı ve sesle ışık aynı anda ahenk içinde birleştirildi. Balonlara dokunularak hem müzik hem de ışık hissedilebiliyor.
Sosyal meselelere de duyarsız kalmadık. Yoğun bir göçten dolayı, Berlin’de oluşan büyük bir krizin ardından Lifeboat projemizle bot şeklinde plastik bir tünel kabarcık barınak tasarladık. İnsanlar yarattığımız alana gelip sosyalleşiyor. Mültecilerin yaşadıkları deneyime bir anlamda tanıklık etmiş oluyorlar. Bratislava’daki The Right Pill projemizde, pil şeklinde bir kabarcık barınak tasarladık. Bu projemizde ışık dışardansa içeriyi göremiyorsun içerdense her şeyi görebiliyorsun.
Hollanda’daki Loud Shadows projemiz doğayla uyumlu, ağaçları kapsayan bir proje. Doğanın tam göbeğinde pek çok gösteri, konser, sanatsal aktivite yapma imkânı veriyor. Oluşturduğumuz etkinlik alanları içerisinde ses yalıtımları doğanın sesi ile içerideki ses arasında bağ oluşturuyor.”
Rasmus Astrup: Yaşanabilir gelecek için doğayla denge kurmak şart
SLA’nın ortağı Rasmus Astrup ise konuşmasına AYDA’nın Türk gençleri için mükemmel fırsatlar yaratacağını belirterek başladı. Astrup, “Bu organizasyon gençler için mükemmel fırsatlarsunuyor. ve onların hayallerine bir adım daha yaklaşmalarını sağlarken, eğitimlerinin gelişmesine de katkı sağlıyor” dedi.
Yaşanabilir bir gelecek yaratabilmek için çalıştığını kaydeden Rasmus Astrup, doğanın insanlar için çok önemli, aynı zamanda karmaşık ve eşsiz bir yapı olduğunu vurguladı. Astrup, şöyle devam etti:
“Fikirlerimizi üretmek, geliştirmek, beslemek için doğanın içinde yürüyerek, doğayı dinleyerek ve onunla konuşup düşünerek çalışıyoruz. Sağlıklı şehirler ve sağlıklı insanlar anlayışı hâkim projelerimizde. Mesela hastane projelerinde, hastaların doğayla iç içe bir alanda olması yani hastanelerin buna göre planlanması hastaların iyileşme süreçlerine, çalışanların motivasyonuna katkı sağlayacağı için bütün planımızı buna göre oluşturuyoruz.
Her alanda şehirleşmenin doğayla dost şekilde planlanması, doğayı taklit etmesi çok önemli. Bu nedenle doğal bir ormanın çeşitliliği ve kendini yenilemesinden ilham alıyoruz. Yapıları planlarken doğal alanlarla bağlantılarını hesaplı, dayanıklı, esnek, kullanışlı ve doğayla dost malzemelerden köprü kurarak sağlıyoruz.
İşlevsel, biyolojik çeşitliliğe sahip ve sürdürülebilir, yeşil ve mavi, iklime uyumlu ve bir topluluk duygusu yaratan kentsel bir doğa tasarlıyoruz. Bir çölü bile ağaçlandırdık, park inşa ettik. Yapay bir dağ da geliştirdik. Dağ habitatını da çölü taklit ettiğimiz gibi taklit ettik. Şehirde insanlara trekking yapma imkânı sunuyoruz. Bu dağda kuşlar, böcekler, dağ çiçekleri ve patikalar yani her şey var.
Yaşanabilir gelecek için doğayla denge kurmak gerektiğine inanıyoruz. Doğayla kentlerin birbirine dokunması gerekiyor. Daha sağlıklı bir şehir ancak bu şekilde inşa edilebilir.”
Plastique Fantastique: Salgın için kişisel koruyucu tasarladı
Plastique Fantastique, performatif bir sanat grubu. Çalışmaları kamusal alanı etkinleştirme, yaratma, paylaşma ve halkı yaratıcı süreçlere dahil etmek ile ilgili.
Tasarladıkları yapılar pek çok açıdan basit; bir yandan ayıran bir yandan bağlayan, bulundukları kentlere, ortamlara yeni bir soluk getiren ve en önemlisi görünmez olanı görünür kılan bir yüzeyler.
Plastique Fantastique, pandemi sürecinde hastalıkla ön cephede savaşan sağlık görevlilerinin hastaları güvenli bir şekilde tedavi edebileceği pnömatik, mobil, kişisel koruyucu bir alan tasarladı.
Çalışmaları şimdiye kadar Venedik Bienali başta olmak üzere önemli sanat ve müzik festivalleri ile Berlin, Roma, Kopenhag, St. Petersburg, Canberra gibi kentlerde sergilendi.
SLA: Projelerinin odağında doğa var
Rasmus Astrup’un deneyimi, stratejik kentsel planlamadan, ayrıntılı peyzaj tasarımına, yerel ve rekreasyonel yağmur suyu yönetimi çözümlerine oradan da yenilikçi aydınlatma konseptlerine kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor.
Sürdürülebilir peyzaj mimarisi, entegre iklim adaptasyonu ve doğa temelli tasarım konusunda uzman olan Astrup, SLA’nın ileri görüşlü sürdürülebilir peyzaj projelerine liderlik ediyor.
Doğa, SLA’da geliştirdiği, çizdiği ve düşündüğü her şeyin odak noktası. Temel yaklaşımlarını “tamamlayıcılık” olarak tanımlayan SLA, insan eliyle yapılmış ve yapılmamış doğal çevrenin birbirinden farklı, kıyaslanabilir olmasalar da tamamlayıcı olduklarına inanıyor.
Asya’nın en prestijli ödülü AYDA 16 ülkede eş zamanlı düzenleniyor
Nippon Paint’in 13 yıldır düzenlediği Asya’nın en prestijli tasarım ödüllerinden Asia Young Designer Awards (AYDA), bu yıl ilk kez Türkiye’nin de katılımıyla 16 ülkede eş zamanlı olarak düzenleniyor.
2008 yılından bu yana aralarında Çin, Singapur ve Japonya gibi ülkelerin de bulunduğu 16 ülkedeki 1.200’den fazla üniversitede okuyan 35.000’in üzerinde öğrencinin katıldığı AYDA’ya bu yıl Türkiye’deki üniversitelerin öğrencileri başvurabiliyor.
“Mimarlık” ve “İç Mimarlık” olmak üzere iki ayrı kategoride düzenlenen AYDA’da her bir kategorinin ulusal kazananı global yarışmaya girmeye hak kazanacak. Global yarışmanın kazananı, “Asia Young Designer of the Year” unvanı ile Harvard University Graduate School of Design’da 6 haftalık Design Discovery Program’a katılma fırsatı yakalayacak.
Geleceğin tasarımcılarını yetiştirme vizyonuyla hayata geçirilen ve profesyonel mimarlar, iç mimarlar, odalar, ortak kuruluşlar, tasarım okulları, mezunlar ve tasarım öğrencilerini tek bir çatı altında buluşturan AYDA, deneyim odaklı bir öğrenimin yanı sıra hayatta bir kez karşılaşılacak fırsatlar sunuyor.