Transbosphor Denizcilik Yönetim Kurulu Başkanı ve İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Kaptan Mustafa Can, ihracata dayalı üretim yapan firmaların yüksek navlun ücretlerinden kaçınmak için gemi satın almalarını değerlendirdi.
Transbosphor Denizcilik Yönetim Kurulu Başkanı ve İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) Yönetim Kurulu Üyesi Kapt. Mustafa Can, ihracat yapan firmaların “navlun fiyatlarının yüksekliğinden” dolayı gemiye yatırım yapmalarını, “gemi, dolduramadığınız her saniye dahil zarar yazar. Başta çok akıllı yatırım gibi gözükse de, navlun fiyatları normale indiğinde ve buna işletme ile bakım maliyetlerini eklediğinizde astarı yüzünden fazlaya gelecektir. Üzücü bir durum ama gemilerinizi yok pahasına elinizden çıkarmak zorunda kalabilirsiniz” diye değerlendirdi.
Geçen sene yaptığı açıklamalarda navlun fiyatlarının yükseleceğine işaret ederek sektörü uyaran Kapt. Mustafa Can, pandeminin etkisiyle beraber gemi inşası ve konteyner üretiminin azalması sonucu yük talebinin karşılanamadığını ve bunun da navlun fiyatlarını yükselttiğini hatırlattı.
Sektör normale dönüyor
Aşı ve gıda takviyeleri ile beraber tüm dünyada hayatın normale dönemeye başladığını belirten Kapt. Can, ihracata dayalı üretim yapan firmaların “yüksek navlun ücretlerinden” kaçınmak için gemi satın almalarını ise şöyle değerlendirdi :
“Orta ölçekli bir market iseniz kapınıza kapalı kasa bir nakliye aracı çekebilirsiniz ve bu, nakliye maliyetlerinizi düşündüğünüzde karlı bir yatırım bile olabilir. Fakat yükünüzü yurtdışına götürmek için 20 milyon, 30 milyon dolarlık gemi almaya kalkarsanız yüksek navlun fiyatlarını hesaplayarak başta akıllı bir yatırım yapmış gibi gözükürsünüz ama yakıt başta olmak üzere, kaptanından zabitlerine; mühendisinden yağcısına kadar maaşlar, sörveyler, liman masrafları, yedek parça harcamaları hiç durmadan devam eder. Gemiler durdukları yerde yorulan, zarar eden ve bu nedenle de her saniyesinde pervane çevirmesi gereken devasa makinelerdir. Bu maliyetler o kadar yorucu ve yıpratıcı hale gelir ki, biz denizciler arasında sırf bu nedenle söylenmiş, ‘en iyi tekne arkadaşının teknesidir’ sözü vardır. Tekne arkadaşının olduğu için deniz zevkini tadar, masraflarından uzak durursun” dedi.
Aynı takvim, aynı rota mecburiyeti
Gemi inşanın ve konteyner üretiminin hızlanmasıyla beraber navlun fiyatlarının normale döneceğine işaret eden Kapt. Can şunları söyledi :
“işte o zaman ürününü taşımak için gemiler alan firmalarımız, diğer gemi işleten firmalarla rekabet edebilmek ve konteynerlerini doldurmak için fiyat kırmak zorunda kalacaklar. O zaman da firma, ‘nakliye hizmetini kendi filosu ile mi yoksa işletmeciler üzerinden mi daha az maliyetle yaptığını düşünmeye başlayacak. İlk çözüm olarak diğer firmaların ürünlerini de taşımak isteyecek ama bu sefer de, geminin özelliğinden dolayı taşıdığı yük benzer olmak şartına, aynı takvime ve aynı rotaya ihtiyacı olan firmaları bulmak konusunda zorluk yaşayacak. Kısa sürede bu gemilerini hızlıca ve hatta yok pahasına elden çıkarıldığını görebiliriz”
Düşük maliyet baskısı
“Firmalar navluna ödedikleri ücret şu an çok fazla ise gemi alarak bu ücreti yatırıma dönüştürdüklerini düşünüyor olabilirler fakat navlun piyasası sakinleştiğinde gemilerin maliyetini kaldıramaz hale gelecekler. Biraz önce de söylediğim gibi, başka firmalardan da yük alırız diye düşünüyor olabilirler fakat taşıma tarafında asla başka firmalara güvenerek iş yapılmaz. Günün sonunda tüm firmalar navlun maliyetlerini aşağıya çekmek isterler. Siz de gemi tarafında bu talebi karşılamak için navlunlarda indirime giderseniz bir süre sonra tüm maliyetleri kısmanız gerekir. Bu da sizi piyasanın en düşük maaşını veren, acenteden diğer hizmetlere kadar kaliteyi değil, ucuzu arayan; safety tarafında önlemleri ertelemek zorunda kalan firma haline dönüştürür ki, bu durumda ne en iyi denizcileri çalıştırabilirsiniz ne de dakikanın para olduğu diğer hizmetleri”