Türkiye’nin jeopolitik avantajlarına rağmen denizlerinden kafi derecede fayda sağlayamadığı her dönemde tartışma konusu olmuştur. Geçmişte de Avrupalı devletlere tanınan kapitülasyonlar ve karasularımızdaki kabotaj kısıtlamaları Türk denizcilerini adeta kendi maviliklerinde tutsak etmiştir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk tam bağımsızlık hayalini ‘ekonomik bağımsızlıkla’ temellendirmiş ve 1 Temmuz 1926’da yürürlüğe giren Kabotaj Kanunu ile daha da kuvvetlendirmiştir.
Ülke sularında deniz taşımacılığı yapma hakkını kendi vatandaşlarına veren Kabotaj Kanunu, sektörümüzün uluslararası arenada yaptığı atılımların öncüsü olmuştur. Ülkemizin iç potansiyelinin ortaya çıkmasına zemin hazırlayan bu değer, ‘denizciliğimizin milli karakterinin’ inşasında da büyük rol oynamıştır. Kanun ayrıca, sadece dünün değil bugünün ‘denizci milletine’ de çağdaş ve özgür bir yol haritası çizmiştir.
Günümüze gelindiğinde ise; koronavirüsün etkilerinin ve düşündürdüklerinin gölgesinde küresel ekonominin ne denli çaresiz kaldığını gözlemlemekteyiz. Bulunduğu stratejik konum itibariyle Türkiye’nin, büyüme hedeflerinin gerçekleştirmesi ve krizlerle mücadele stratejisinin belirlenmesi, ulusal iç dinamiklerin daha efektif bir şekilde değerlendirilmesiyle mümkün olacaktır. Denizlerimiz, coğrafi gücümüzü ön plana çıkaracak ve global sahada rekabet düzeyimizi artıracak yegane unsurdur. Bu çıkarımla ‘benzersiz mavi coğrafyamız’ ulusal kalkınma politikamıza yön verecek ve her alanda gelişen Türkiye’nin dünyaya açılan kapısı olacaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı’nı kutluyor, başta Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehit ve gazilerimizi, denizciliğimize canı pahasına hizmet etmekten geri durmayan deniz emekçilerimizi saygı rahmet ve minnetle anıyorum.
Hüseyin
KOCABAŞ
Yönetim Kurulu Başkanı
Koster Armatörleri ve İşletmecileri Derneği