DKİB Başkan Yardımcısı Ahmet Hamdi Gürdoğan, Türkiye’nin ihracat hedeflerine ulaşılabilmesinin, milli konteyner taşımacılık filosu kurularak uluslararası taşımacılık ağında yer almasıyla mümkün olacağını söyledi.
Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği (DKİB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Hamdi Gürdoğan, yaptığı yazılı açıklamada, koronavirüs salgınının küresel piyasalardaki olumsuz etkisinin, üretim ağının yanında lojistik ağını da olumsuz etkilediğini belirtti.
İhracatçıların, müşterilerine ulaştırması gereken ürünü için halen boş konteyner bulamadığını, bulunan konteynerlerde de nakliye ücreti yaklaşık 3 kat arttığı için rekabetçi fiyatın tutturulamadığının altını çizen Gürdoğan, “Konteyner bulunamaması, nakliye ücretlerinin yüksekliği, kara yolu geçiş belgesi yetersizliği ve dengeli dağıtılmaması gibi lojistik ağında yaşanan sıkıntılar ihracatımıza olumsuz yansımakta, hedeflenen ihracat seviyelerine ulaşmamızı engellemektedir. Uluslararası taşımacılık ağında söz sahibi olan ülkelerin başında yer alan Çin Halk Cumhuriyeti ve ABD, konteynerleri öncelikle kendi ihracatçısına tahsis ederek pandeminin yol açtığı olumsuzlukları fırsata dönüştürmekte ve dünya piyasalarına hakim olmaktadır.” değerlendirmesinde bulundu.
Gürdoğan, salgın sürecinin Türkiye’ye birçok fırsatlar sunduğuna dikkati çekerek, küresel tedarik zincirinde birçok alıcının Türkiye’yi tercih ettiğini aktardı.
Birçok küresel firmanın alımlarını Türkiye’ye yönlendirmesine rağmen, ürününü gönderecek konteyner bulamayan, geçiş belgesi olmadığı için ihraç yükünü Türk plakalı taşıtla taşıyamayan veya nakliye maliyetleri nedeniyle rekabetçi fiyat tutturamayan ihracatçının bu fırsatlardan istifade edemediğini dile getiren Gürdoğan, şöyle devam etti: “Konteyner yanında kara yolu ihraç sevkiyatlarında da birçok ülke ile geçiş belgesi yetersizliği sorunu yaşayan ihracatçımız, soruna acil çözüm bulunması için en azından kendi milli konteyner line taşımacılık filomuzun devletimizin öncülüğünde ivedilikle kurulmasını önermektedir. Türkiye İhracatçılar Meclisimiz önderliğinde ve uhdesinde, ihracatçılarımıza ait konteyner gemilerinin bir havuzda toplanmasıyla kurulacak bir şirket ile uluslararası lojistik arenasında yer almamız büyük aciliyet arz etmektedir. Sadece bölgemizde Trabzonlu ihracatçılarımıza ait Rusya ve farklı ülkelere çalışan 15 konteyner gemimizi bu amaçla tahsis etmeye hazırız.”
Gürdoğan, gelecek süreçte uluslararası ticarette yoğun korumacılık önlemlerinin uygulanacağının tüm aktörler tarafından dile getirildiğini ve birçok ülkenin bu duruma yönelik şimdiden altyapı yatırımlarına başladığını belirterek, “Ancak 500 milyar dolarlık ihracat hedefi koymamıza rağmen, 30 yıldır geçiş belgesi sorunu, konteyner bulamama sorunu ile uğraşmamız, konulan hedef rakamlara ulaşılmasını hayal haline getirmektedir. İhracat hedeflerimize ulaşabilmemiz, milli konteyner taşımacılık filomuzu kurarak uluslararası taşımacılık ağında yer alabilmemizle mümkün olacaktır.” ifadesini kullandı.
Uluslararası ticarette en önemli rekabet enstrümanının lojistik olduğuna işaret eden Gürdoğan, ürünü en hızlı, en uygun taşıma maliyeti ile pazara ulaştırabilen ülkelerin dünya ticaretinde söz sahibi olabildiğini kaydetti. Gürdoğan, bunun için Türkiye’nin milli konteyner firmalarını kurması gerektiğini yineleyerek, “Bunun yanı sıra potansiyel ülkelerde liman yatırımları da yapmalı, Rusya gibi belli başlı ülkelerde lojistik merkez işlevi görecek demir yolu ve kara yolu ağlarına bağlı limanlar da inşa ederek lojistik altyapımızı güçlendirmeliyiz.” değerlendirmesinde bulundu.
Dünyanın en kaliteli ve en uygun maliyetli ürünü de üretilse, bu en hızlı ve uygun maliyetli şekilde pazara ulaştırılamadığı takdirde rekabetçi olunamayacağı ve sürdürülebilir ihracat artışının yakalanamayacağının altını çizen Gürdoğan, şunları kaydetti:
“İhraç malı yüklenmiş tırın geçiş belgesi yok diye 10 gün çıkış kapısında kuyrukta beklemesi, bürokrasinin mantıksız bir uygulaması olan her ayın 1’inde belge dağıtım uygulaması nedeniyle ihracat yapmak için ay başını beklemek gibi içinde bulunduğumuz anlamsız durumlar, güzel ülkemizin dinamikleri ile uyuşmamakta, bu uygulamalar sadece ihracatçının enerjisini yok etmektedir. Bundan dolayı şu anda ihracatçımıza verilecek olan en büyük destek, kendi milli konteyner taşımacılık filomuzu kurarak, sorun yaşadığımız geçiş belgesi sayılarını etkin diplomasi müzakereleri ile artırarak, ihracatçının malını sorunsuz ve hızlı bir şekilde dünya piyasalarına sunabilmesini sağlamak olacaktır. Bunun devamında alternatif ulaşım güzergahları ve yurt dışı lojistik merkezleri için belli ülkelerde liman yatırımları yapılarak ihracatçımızın hizmetine sunulmasının, ihracatımızı hedeflemiş olduğumuz 500 milyar dolar seviyesine hızlı bir şekilde ulaştıracağına inancımız tamdır.”