Hopaport Genel Müdürü Meriç Burçin Özer, işletme hakkı ile devredilen limanların yeni yatırımlar için işletme sürelerinin uzatılmasına ihtiyaç duyduğunu dile getirerek, “Küresel arenada limancılığımızın ve dış ticaretimizin rekabet gücünü koruması açısından işletme sürelerinin uzatılması hayati duruma geldi” dedi.
Özer, 30 yıllığına işletme hakkını devraldıkları Hopa Limanı’na 24 yıllık süre içinde milyon dolarlara varan alt ve üst yapı yatırımları yaptıklarını, atıl duran Tahıl Terminalini bugün tam kapasite ile çalışır hale getirdiklerini, aynı şekilde çimento terminalini sıfırdan başlayarak 5 silo kurduklarını ve şu an çalışmaya devam ettiklerini belirtti.
Ayrıca tank terminalini komple yenilediklerini ve son sistem yangın söndürme sistemini kurduklarını, LPG Terminalinin hizmete hazır olduğunu, kapalı yatay depolar yaptıklarını ifade eden Özer, “Bağlı olduğumuz kurumların bizlerden istedikleri tüm şartları gelirimizin üzerinde masrafl ar yaparak harfiyen yerine getirdik. Bizlerin ve bizler gibi İşletme hakkı devredilen limanlar kestikleri her faturadan hasılat payı adı altında ilgili kurumlara ödemeler yaparak yükümlülüklerimizi yerine getiriyoruz. Ancak kullanım sözleşmelerinin süresinin dolmasına az bir süre kalmasının bu yatırımların önünde büyük bir engel” ifadelerini kullandı.
Özer, “Türkiye’de faaliyette olan çok sayıda özel liman işletmemizin kullanım sözleşmelerinin kalan süreleri kısaldı. Hopa Limanı’nı örnek vermek gerekirse kullanım süresinin 6 yıla kadar düşen liman tesislerimiz de bulunuyor. Yap-İşlet-Devret (YİD) modeli olarak da kabul edeceğimiz bu kullanım sözleşmelerine baktığımızda kullanım süresi kısalan çok sayıdaki liman işletmesinin ülkemizin ihtiyaç duyduğu liman yatırımlarını yapabilmesi ve kalan süresi içinde bu yatırımlarının karşılığını alabilmesi maalesef mümkün değil. Bundan dolayı da limanlarımızın mevcut kullanım sözleşmelerinin tersanelerimize veya serbest bölgelere benzer şekilde bugünden uzatılmasının önünde herhangi bir engelin olmadığı da görülüyor. Geçmişte tersanelerde ve serbest bölgelerde işletme sürelerinin uzatıldığını ve bu sayede yatırımların hızlandığını vurgulayarak, benzer desteğin limanlılara da verilmesini istiyoruz” diye konuştu.
“Pandemi koşullarından olumsuz etkilendik”
Bugüne kadar yapılan tüm yatırımlardan sonra, son 2 yıldır pandemi koşullarından olumsuz etkilendiklerini dile getiren Özer, “Tüm bunlar göz önüne alınarak Hopaport’un ve bizim gibi olan onlarca limanın mevcut işletme sürelerinin uzatılmasını bekliyoruz. Bu bizim en doğal hakkımız. Bu konuda alınacak kararlar bizim önümüzü görmemize neden olacak ve yatırım ve projelerimize yeni bir şevkle başlamamıza neden olacak. Bundan da yine karlı çıkacak, ülkemiz ekonomisi olacaktır diye düşünüyorum. Tedarik zincirinde halkanın sekteye uğramaması, istihdam potansiyelinin artarak devam etmesi böyle bir kararla limanlarımızı olumlu etkilenecek” dedi.
“Yeni yol haritası çizmenin zamanı geldi”
Özer, Karadeniz’de bulunan Samsun-Trabzon-Rize ve Hopa limanlarının birbirleriyle rekabet içinde olmadığını, asıl rekabetlerinin Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerin limanları ile yaptıklarını ifade etti. Önümüzdeki süreçte Karadeniz limanlarının oluşturacağı toplam potansiyeli daha da artırma adına girişimlerde bulunmanın önemine değinen Özer, “Bugün Hopaport dâhil olmak üzere bu limanlarımız gerçek işlem potansiyellerinin yüzde 30-40’ı kadarını kullanıyorlar. Bizim amacımız 2022 yılından itibaren bu oranı yüzde 50’lerin üzerine çıkartmak ve bunun için güç birliği yapılacak projeler peşinde koşmak. Her birimizin kendine özgü müşteri ve işlem potansiyeli var. Önemli olan işlem ve ürün çeşitliliğini artıracak projeleri çeşitlendirmek, proje kargo yüklerine ev sahipliği yapmak, önümüzde duran alternatif işlere odaklanmak. Küresel fuarlara katılımı artırmalıyız. Yeni yol haritaları çizmenin zamanı geldi” diye konuştu.