Temel Kaptan’ın seneler önce bir takası varmış.
Trabzon’dan yükünü yükler Batum’a gidermiş.
Yine bir gün sefere çıkmak için hazırlıklarını yapmış, ancak bir gemicisi eksik olduğu için kalkamıyormuş.
Bir iki gün sonra üç gemici birden gelmiş, üçü de Karadenizli.
Gemiciler, “Bizim uçumuzi birden işe alursan geluruk,” demişler.
Temel Kaptan sormuş:
“Ne maharetunuz var ki uçunuzi birden işe alayim.”
Biri cevap vermiş:
“Ben çok iyi görürüm.”
Diğeri atılmış:
“Ben çok iyi işiturum.”
Üçüncüsü hemen eklemiş:
“Ben da çok iyi söverum.”
Temel Kaptan en sonunda dayanamamış.
“Hade ikinuzi anladım da üçüncinun dediğu ne işe yarayacak.” Bunun üzerine “Görürsun,” demiş üçüncü gemici.
Temel Kaptan takasını sefere kaldırmak zorunda olduğu için, bir gemicinin lazım olduğu yere üç gemiciyi birden almak zorunda kalmış ve Trabzon’dan hareket etmiş.
Bir kaç saat sonra tam Rize açıklarından Batum’a doğru yol alırlarken, ilk gemici atılmış.
“Bak, bak,” demiş, “Batum’da yaşli bir teyize balkonda elindeki ipluği iğneye geçuruyi.”
Bunu duyan ikinci gemici eklemiş.
“Ey” demiş, “iğneyi elinden duşurdi, sesini duydum.”
Üçüncü gemici de hemen devam etmiş.
“Temel Kaptan, gördün mi sövmenun ne işe yaraduğuni? Bu
iki yalanci yalan konuştukça ben onlara sövüp yalanlarini
ortaya çikartiyrum.”