Soy Valve ve Mercan Panel kendi alanlarında Türkiye gemi inşa yan sanayinin en önemli markaları arasında yer alıyor. Her iki firma da yurt içinde ciddi bir sektörel paya sahip; yurt dışında ise marka bilinirliklerini her geçen gün artırıyorlar. Soy Valve ayrıca yatırımını yeni gerçekleştirdiği depo sistemiyle, üretimin yanı sıra perakende satış faaliyetlerine de girmiş durumda.
Gebze Dilovası İMES Organize Sanayi Bölgesi’nde toplam 14 bin metrekare alanda üretim ve satış faaliyetlerini yürüten Soy Valve ile Mercan Panel, denizcilik sektöründe önemli bir yere sahip. Aynı bölgede ayrıca Soy Valve’nin yeni yatırımı olan ve perakende satışların gerçekleştirildiği bir depoyla faaliyetlerini yürütüyorlar. Üç firmanın da ortaklarından olan Yönetim Kurulu Üyesi Necmettin Gezginci, gerçekleştirdikleri yatırımları ve yürüttükleri faaliyetleri Neta Sea okurlarına anlattı.
Öncelikle üretim alanlarınız ve tesislerinizden söz eder misiniz?
Gebze Dilovası İMES Organize Sanayi Bölgesi’nde toplam 14 bin metrekare alana sahip üç ayrı yerimiz var. Bunlardan biri Mercan Panel’in üretim fabrikası, diğeri Soy Teknik’in üretim fabrikası Soy Valve, bir diğer yerimiz de Soy Valve’nin deposu. Bizim burada gerçekleştirdiğimiz faaliyetlerin örnekleri Avrupa’da mevcut. İncelemelerimde gördüm ki, Avrupalı rakiplerimizin çoğu sermaye şirketi; büyük depolar kurmuşlar ve o depolardan ihtiyaca hızlıca cevap verebiliyorlar. Yüksek raflar, lojistik alt yapı ve stok olarak çok başarılılar. Dünyanın her hangi bir yerinden talep geldiğinde hızlıca ürün teslimi yapabiliyorlar. Gemilerde bizim yaptığımız vana işiyle ilgili acil ihtiyaçlar olduğunda müşteriyi iki üç gün, bir hafta bekletme şansınız yok. Kimin elinde ürün varsa o satar malı. Vana gibi bir ürün için bu çok büyük bir özellik. Bu nedenle biz de bu depo yatırımına karar verdik ve uygulamaya koyduk. İki yıl önce 4 bin metrekare alana sahip, 16,5 metre tavan yüksekliği olan bir depo inşa ettik. Yüksek raflar koyduk, stok takip yazılımımız var ve şu an depomuzda 25 milyon lira tutarında stokumuz mevcut. Stok seviyemizi 10 milyon euro seviyelerine çıkartmak için gayret ediyoruz. Depomuza teknolojik yatırım da yaptık, bir ERP sistemi kurduk. Fabrikadan çıkan bütün ürünlerimiz barkotlu çıkıyor. El terminalleri ile personelimiz bütün siparişleri ve stokumuzu takip edebiliyor. Yaptığımız yatırımların meyvesini toplamaya başladık. Çok ciddi yurt dışı sipariş alıyoruz ve hızlı teslimat yapabiliyoruz.
Bu teknolojik yatırımdan biraz bahsedecek olursak, yaptığınız stok yönetiminin işleyişi ve size artıları neler?
Yaklaşık 45 tane bilgisayar ağımız mevcut tesislerimizde. Hepsi birbirine entegre çalışıyor. Müşteri, bizim müşteri temsilcimiz ile görüşüp sipariş geçtiğinde müşteri temsilcimiz ürünün hangi depoda, hangi rafta ne kadar olduğunu görebiliyor. Siparişler otomatik olarak merkez depomuza düşüyor. Merkez depodaki sorumlu hangi depoda ürün varsa bu ürünün tedarikini gerçekleştiriyor, sonrasında lojistik devreye giriyor ve teslimatımızı en hızlı şekilde gerçekleştiriyor. Yani sipariş alındıktan sonraki süreçte biz devreden çıkıyoruz, sistem kendi işleyişini sürdürüp teslimatı en hızlı şekilde gerçekleştiriyor. Sistemin bize katkısı rekabet gücümüzü artırması aslında. Biraz önce bahsettiğim gibi Avrupalı rakiplerimiz bu şekilde stoklu ve sistematik çalışıyor, bizim de aynı alt yapıya sahip olmamız rekabette elimizi güçlendiren önemli bir faktör.
Üretim kapasiteniz nedir yıllık olarak?
2018 yılı rakamlarıyla 20 milyon lira tutarında bir üretim gerçekleştirdik Soy Valve olarak. Bunun yanında bayiliklerimiz var. Tesisat ile ilgili hemen her ürünün satışını yaptığımız için depomuzda çok ciddi bir stok tutuyoruz. Üretimimiz ve stok sistemimiz bizim için önemli bir avantaj olduğu kadar tersanelerimiz için de çok büyük bir avantaj. Çünkü siz istediğiniz ürünü hızlıca uygun fiyata armatöre sağlayabiliyorsanız bu tersane açısından da çok ciddi bir avantaj oluşturuyor. Ülkemizde bizim gibi vanacı, marangoz, elektrikçi, makineci firmalar ne kadar yaygınlaşırsa ve kalitesini artırırsa yine tersanelere faydalı olacaktır.
Soy Valve olarak kendi markanız dışında üretim gerçekleştiriyor musunuz?
Hayır, biz kendi markamız dışında bir fason üretim yapmıyoruz. Ben inatla bu yolu seçtim. Çünkü fason üretim yaptığınızda en ufak bir ekonomik veya siyasi krizde sıkıntıya düşme riskiniz var. Biz kendi markamızı üretip sattığımız için mevcut durumda kimsenin bizden elini çekip zora düşürmesi durumu söz konusu değil. Fason üretim yapsak çok hızlı bir büyüme yaşayabilirdik ama bunun düşüşünün de çok hızlı olma riski var. Biz fason üretim yapmıyoruz, markamızı duyurmaya gayret ediyoruz ve bununla ilgili de çok iyi geri dönüşler alıyoruz.
Bu dediğinizin olabilmesi için bazı desteklerden de yararlanılması gerekiyor sanırım, yeterince destekleniyor mu yan sanayicimiz?
Yan sanayinin pek fazla teşviklerden yararlandığını söylemek mümkün değil. Fuarlardan ve benzeri şeylerden faydalanıyoruz ama bunlar çok ciddi teşvikler değil. Benim fikrim personel ve en önemlisi de fabrika yeri konusunda destekler olması gerekiyor. Mesela yeni bir organize sanayi sitesi kuruluyor Yalova’da, çok yüksek fiyatlara satılıyor arsalar. Ranta dönüyor bu iş. Tersane yerleri nasıl devlet tarafından destekleniyorsa aynı şekilde yan sanayiciye de arsa tahsisi yapılmalı, üzerine yatırımı biz yapmalıyız. Biz bir organize sanayi sitesinden 10 dönüm yer alalım desek 5 milyon dolar gibi bir rakam karşımıza çıkıyor. Bir de üstüne tesis yatırımı yapacaksın, 5-10 milyon dolar da bu tutacak. Bunu yapacak güç hiçbir yan sanayicide yok. Devletin bize bu arazileri verip üzerine fabrikanı kur demesi lazım. Yan sanayici bu konudan çok mağdur oluyor, büyüyemiyor. Bu destekler büyük fabrikalara veriliyor. Ford kuruluyor Gölcük’e, onlara tahsis yapılıyor, yeter ki gelsin diye. Ama asıl desteklenmesi gereken yan sanayicidir. Başta dediğim gibi, ben bir firmaya yıllık 5 milyon dolar bir satış yapıyor olsam en ufak bir sorunda batarım, ama ben 5 bin, 10 bin, 50 bin, 100 bin satışlarla ticaretimi sürdürüyorum. Aynı şey devlet için de geçerli. Birden fazla sanayiciye bu desteği verdiğiniz zaman küçük küçük ama toplamda daha çok istihdam, daha çok kazanç anlamına geliyor. Riskinizi bölmüş oluyorsunuz, kendi yerli üretiminizi artırıyorsunuz.
Gemilerde oldukça başarılı olduğunuzu biliyoruz, peki karada nasıl satışlarınız?
Ciromuzun yüzde 20’siini kara satışlarımız oluşturuyor. Onunla ilgili de yatırım yapıyoruz, bölge temsilcilikleri oluşturmaya çalışıyoruz. İzmir bölgesinden başlayarak bunu hayata geçirmeyi amaçlıyoruz. Tabii sadece İzmir değil Ankara, Adana gibi 4-5 tane bölge temsilciliği kurmayı planlıyoruz. Endüstride en çok kullanılan ürün kelebek vanadır, biz bunu Çin’den ithal ediyorduk. Devletin getirdiği vergilerden sonra bunu yüzde yüz yerli olarak üretiyoruz. Türkiye’de kelebek vana üreticisi çok fazla yok. Bizim sunduğumuz özellikler de ayırt edici özellikler. Yani kullanılacak sektöre göre içerisinden çimento geçecekse veya herhangi bir kimyasal geçecekse farklı amaçlara göre contasını hemen değiştirerek aynı gün kullanıma sunabiliyoruz. Diğer markalarda bu süreçler iki üç günü, hatta bir haftayı bulabiliyor. Bunlar bizi endüstride bir adıma ileri taşıyacak gibi görünüyor. 2020 yılında mevcut kara satışlarımızın iki katına çıkacağını düşünüyorum.
Servis hizmetiniz nasıl?
Vanada servi biraz zor. Yani bazen vananın kendisi servisten daha uygun olabiliyor. Ama yeni ürünlerimizde dünyanın neresinde olursa olsun bizden kaynaklı kusurlarda biz bunu garanti ediyoruz. Ben daha hiç bizden kaynaklı bir sıkıntıya rastlamadım. Bir iki şikâyet aldık yurt içi ve yurt dışından, bunlarla ilgili olarak da teknik personelimizi gönderdik ve yaşanan sorunların kullanıcı kaynaklı olduğunu gördük. Örneğin, İskenderun’da bir canlı hayvan taşıma gemisinden şikâyet geldi, vanalar kapatmıyor dediler. Gönderdik personelimizi ve incelediğimizde gördük ki borular temizlenmediği için saman dolmuş vanaların içerisi. Yani buna benzer müşteri kaynaklı sorunlarla karşılaşıyoruz. Ama biz garanti süresinde kesinlikle ürünlerimizin arkasındayız.
Mercan Panel firmanızdan bahsettiniz, ne üretiyor Mercan Panel?
Mercan Panel gemilere yanmaz paneller üretiyor. Kapılar, wet unit dediğimiz tuvalet ve banyo kabinleri üretimi gerçekleştiriyoruz. Daha çok yeni inşaya yönelik çalışıyoruz orada ve 2020 siparişlerimiz tamamen dolu. Bütün askeri gemilere hizmet veriyoruz. Hatta şunu söyleyebilirim, Türkiye’de inşa edilen gemilerin yüzde 80’ine biz üretim yapıyoruz. Burada üretilen ürünler tamamen kendi üretimimiz.
Siz ayrıca spora da önem veriyorsunuz, ayrıca bir de spor salonunuz var bildiğimiz kadarıyla, biraz da spordan söz edecek olursak neler söylersiniz? Salonu büyütmeyi düşünüyor musunuz?
Spor salonumuzu açalı iki buçuk yıl oldu. Üyelerimizin büyük çoğunluğu sektörümüzden. Adının Sailor olması da dikkat çekiyor sanırım. Tersaneye tamir için gelen gemilerin personeli, refit için gelen yatların personeli de bizi tercih ediyor. Sunduğumuz imkânlar diğer spor salonlarından biraz farklı ve iyi diyebilirim. Ama bunu büyütmeyi düşünmüyorum. Biz sanayiciyiz, bir işim daha olsun istemiyorum. Yapsak ilgi göreceğine kesinlikle inanıyorum ama biz onu meslek haline dönüştürmek istemiyoruz. Büyüteceksek kendi işimizi büyütmeyi arzu ediyoruz.