Tekne / Yat KDV’sinin %1’den %18’e Arttırılması Hakkındaki Görüşlerimiz
29 Mart 2022 tarih ve 31793 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 5359 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile, 1 Nisan 2022 itibariyle yürürlüğe giren yeni düzenlemeye göre; yat ve tekne satışlarından alınan KDV oranı %1’den %18’e yükseltildi.
Öncelikle, bir vergi kaleminin ani bir kararla 18 kat arttırılmasının adil olmadığını not etmek isteriz. Daha da önemlisi, söz konusu değişikliğin, sektöre etkileri ile ilgili hiçbir sektör paydaşının fikrine başvurulmadan ve uzun dönemli sözleşmeler ile işleyen sektörün özelliğinden dolayı makul bir geçiş süreci tanınmadan yapılması, ticaret hayatını sekteye uğratmış, alıcı ve satıcıları karşı karşıya getirmiş ve sektörümüz ile ilgili yapılan düzenlemelere karşı genel bir güvensizlik ortamı oluşmasına neden olmuştur.
Söz konusu KDV artışı, ilk bakışta vergi adaleti perspektifinden adil görünebilir. Bununla birlikte, denizcilik sektörünün doĞası ve hâlihazırdaki geçerli olan ilgili diğer kanuni düzenlemeler kapsamında, vergi oranı 18 kat arttırılmış olsa da, tekne ve yat satışlarından tahsil edilecek doğrudan ve dolaylı vergi gelirlerinin düşeceğine inanmaktayız.
Denizcilik sektöründe yabancı bayrak kaydı çok sık kullanılan bir yöntemdir. Bu yöntem global olarak dünyanın birçok ülkesindeki tekne, yat ve ticari gemi sahipleri tarafından kullanılmaktadır. Birçok tekne sahibi, teknesini vergi oranı daha düşük veya sıfır olan ülkelerde kaydettirmekte ve bu ülkelerin bayraklarını tekne, yat ve ticari gemilerine çekmektedirler.
Denizcilik dünyasının uluslararası karakteri gereği, bu yabancı bayraklarla kendi ülkelerinde ve diğer ülkelerde de seyir yapabilmekte ve kışlayabilmektedirler. Dolayısıyla; birçok ülke yat, tekne ve gemiler üzerindeki vergi düzenlemelerini bu hassasiyetleri ve dengeleri gözeterek yapmaktadır.
Aynı yaklaşımla, 31 Ocak 2017 tarih ve 2017/9759 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yapılan düzenlemeyle, daha önce tekneler ve yatlar üzerindeki %18’lik KDV %1’e indirilmiş, %8’lik ÖTV ise sıfırlanmıştı. Bu sayede, 18 Ocak 2017 tarihi itibarı ile Türk vatandaşlarının sahip olduğu yabancı bayraklı tekneler, çok hızlı ve kapsamlı bir şekilde Bağlama Kütüğü Ruhsatnamesi ile Türk bayrağı çekmeye başladılar. Bu kanun kapsamında 2019 yılı sonuna kadar 6.800’ün üzerinde tekne yabancı bayraktan Türk bayrağına geçmiştir. Yine aynı kanun kapsamında yapılan düzenlemenin sonucu olarak,2017 -2022 arası Türkiye’de satılan tekne ve yatların %90 üzerinde ezici çoğunluğu Türk bayrağını tercih etmişlerdir. Ayrıca, 2017’de yapılan bu düzenleme ile amatör tekneciliğe olan direk ve dolaylı faydalarını
da vurgulamakta fayda görüyoruz. Artan amatör tekneci ve artan yerli tekne imalatçı sayısı gibi. Bu sayede, aşağıda özetlediğimiz yedi maddede belirtilen konularda büyük kazanımlar, katma değer ve vergi geliri elde edilmiştir.
Vergi oranının ani bir kararla arttırılmasının, 2017 düzenlemesi öncesindeki duruma dönüşü hızlandıracağını düşünüyoruz. Yani, yine aslen Türk sahipli ama yabancı bayraklı tekneleri sıklıkla kıyılarımızda ve limanlarımızda görmeye başlayacağız. Cari kanuni düzenlemeler bu tür teknelerin herhangi bir vergi ödemeden ve sınırsız süre Türkiye’de kalmasına cevaz vermektedir. Bu durum, devleti direk ve dolaylı ciddi vergi kaybına uğratacak ve 2017
düzenlemesiyle kayıt altına giren birçok ekonomik aktivitenin, kayıt dışına çıkmasına sebep olacaktır.
Özetle:
1) Devletimiz yabancı bayraklı teknelerden KDV tahsil edemeyecektir.
2) Yabancı bayraklı teknelerde çalışan Türk personelin SGK primleri, muhtasar ve diğer vergileri tahsil edilemeyecek ve kayıt dışı bir işgücü piyasası oluşacaktır.
3) Yabancı bayraklı tekneleri birçok yerli ve milli sigorta firması sigortalamayacak ve bu teknelerin sigorta primleri yabancı ülkelere akacaktır.
4) Yabancı bayraklı teknelere mal ve hizmet sağlayanlar, birçok hizmeti KDV’den muaf olarak sağlayacaklardır.
5) Yabancı satıcılar, Türk alıcılara daha çok tekne satabilecek ve sektörde vergi ve istihdam kaybı oluşacaktır.
6) Türk tekne sahipleri her yıl kayıt / ruhsat yenileme ücretleri adı altında yabancı aracı ve devletlere milyonlarca dolar kaynak aktarmak durumunda kalacaklardır.
7) Türk sahipli yabancı bayraklı teknelerin Türkiye’deki Marinalarda kalma süreleri de dikkate alındığı zaman, en yakınımızdaki Yunanistan Marina’larına bağlama sayısı göreceli olarak artacak ve bu da dolaylı olarak Turizmde ve sektörümüzde gelir kaybı yaratacaktır.
Konunun ilgili mercilerce yukarıda verilen bilgiler ışığında yeniden değerlendirilmesi ivedi talep ve beklentimizdir.
Yat ve Tekne Endüstrisi Derneği