TÜRKLİM, Türk limanlarının 2022 yılı ilk çeyreğin ilişkin performans değerlendirmesi verilerini açıkladı. Buna göre, toplam yükte yüzde 9,1 oranında artış ve 11,2 milyon tonluk tonaj farkı elde eden Türk limanları ilk üç ayda küresel ortalamanın üstünde bir performans sergiledi.
Türkiye Liman İşletmecileri Derneği (TÜRKLİM) Türk limanlarının 2022 ilk çeyrek değerlendirmesini yaptı. TÜRKLİM’in istatistikleri ile paylaştığı değerlendirmesinde 2021 yılının aynı dönemi ile karşılaştırıldığında toplam yükte yüzde 9,1 oranında artış ve 11,2 milyon tonluk tonaj farkıyla toplamda 135,2 milyon ton yük elleçlendiği belirtildi.
TÜRKLİM Başkanı Aydın Erdemir imzasıyla yayınlanan değerlendirme yasızında Türk limanlarının 2022 yılının ilk üç ayında küresel ortalamanın üstünde gerçekleşen bu artış ile giderek yavaşlayan ve yeniden küçülmeye başlayan küresel ekonomik duruma göre Türkiye açısından istikrarlı bir büyümeye işaret ettiğini belirtildi.
1. TOPLAM YÜKTEKİ DEĞERLENDİRMELER
Limanlarımızda 2022 yılının ilk çeyrek dönemi (Ocak-Mart ayları) istatistikleri 2021 yılının aynı dönemi ile karşılaştırıldığında; toplam yükte yüzde 9,1 oranında artış ve 11,2 milyon tonluk tonaj farkıyla toplamda 135,2 milyon ton yük elleçlenmiştir.
Liman başkanlıkları bazında bakıldığında en fazla yük elleçleyen ilk 10 liman başkanlığı, 114,6 milyon ton ile toplam tonajın yüzde 85’ini gerçekleştirmiştir. İlk çeyrekte ilk 10 içinde yer alan liman başkanlıkları içinde sadece Ceyhan (BOTAŞ) liman başkanlığındaki yükün azaldığı tespit edilirken (yüzde -2,23), diğer tüm liman başkanlıklarında ise artış olmuştur. Türkiye’deki toplam sıvı dökme yükler ilk çeyrekte yüzde 19 oranında artarken Ceyhan (BOTAŞ) liman başkanlığında yaşanan düşüşün nedeni bu liman başkanlığı kapsamındaki ham petrol terminallerinde (BTC ve BOTAŞ Yumurtalık-Kerkük ham petrol terminalleri) yaşanan düşüşlerdir. İlk 10’da yer alan ve ilk çeyrekte artış gösteren liman başkanlıklar içinde özellikle Aliağa, Tekirdağ, Zonguldak ve İskenderun liman başkanlıklarındaki yük artışları dikkat çekicidir. Çünkü bu liman başkanlıkları sırasıyla yüzde 33, yüzde 25, yüzde 24 ve yüzde 17 gibi oldukça istikrarlı ve yüksek değerli artışlar sergilemiştir. En fazla yükün elleçlendiği Kocaeli liman başkanlığında yük artışı, diğer yüksek tonajlı liman başkanlıklarına göre düşük oranda, yani ortalama yüzde 4,7 olarak gerçekleşmiştir. Liman başkanlıkları içinde Ocak ayında yüzde 49, Şubat ayında yüzde 33,9 ve Mart ayında yüzde 16,8 oranında büyüyen Aliağa liman başkanlığındaki yük artışları ise özellikle dikkat çekicidir. Özellikle TÜPRAŞ ve STAR rafinerisinin, PETKİM’in petrokimya üretim ve ticari faaliyetlerinin artışına ilave olarak giderek artan LNG elleçlemelerinin de etkisiyle Aliağa liman başkanlığı elleçlenen tonaj olarak Kocaeli liman başkanlığından sonra ikinci büyük liman başkanlığı konumuna ulaşmıştır.
Yüksek oranlı gelişim gösteren liman başkanlıkları içinde Tekirdağ liman başkanlığındaki artış, bölgede yer alan Asyaport’taki transit konteyner artışından kaynaklanırken, Aliağa’daki artış özellikle sıvılaştırılmış gazlar ve sıvı kimyasal yüklerdeki yoğun ithalat artışından kaynaklanmakladır. Aliağa liman başkanlığında ilk çeyrekte işlem gören 20,5 milyon ton yükün yüzde 57’si ithalattır. Benzer ithalat yoğunluğu İskenderun limanlarında da yüzde 59 pay ile varken, Zonguldak limanlarında ithalatın payı yüzde 88’dir. Bu bölgeler özellikle demir çelik ve enerji endüstrisinin yoğun olduğu, dolayısıyla kömür, demir cevheri, hurda demir gibi sanayi girdilerinin yoğun ithal edildiği bölgelerdir. Bu bölgelerde ithalatın artması başta demir çelik ihracatı ve enerji üretimi gibi somut çıktılar sağlamaktadır. Nitekim Rusya-Ukrayna savaşı sonrasında özellikle Rusya’ya konulan ambargolar sonucunda Türk demir ve çeliğine olan talep yükseltmiştir. Özellikle Mart ayındaki talep, önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 48 oranına artmış ve toplamda 1,47 milyar dolar değerinde demir çelik ihracatı gerçekleşmiştir.
2. KONTEYNERDEKİ DEĞERLENDİRMELER
Şubat ayı mevsimsel olarak, Çin yılbaşısının etkisi ve gün sayısının az olmasından dolayı her zaman en zayıf ay olagelmiştir. Nitekim küresel ölçekte Şubat ayı konteyner taşımalarında yüzde 15, Ocak ve Şubat ayları toplamında ise yüzde 2 oranında bir düşüş gerçekleşmiştir. Türkiye’deki Ocak-Şubat verileri benzer dinamikler ile açıklanabilir. Ancak Türkiye’de Mart ayındaki yavaş gelişimin kökeninde Rusya-Ukrayna savaşı veÇin’deki liman kapanmalarına bağlı olarak küreselde ve Türkiye’de konteynerin içindeki yüklere olan talebin azalmasının bir yansıması olarak karşımıza çıkmıştır. Gerek savaş koşullarının sürmesi ve buna bağlı olarak belirsizliğin ortaya çıkardığı kaygılar, gerekse Paskalya bayramında yaşanacak olan talep azalması nedeni ile Nisan ayında da talebin durağan seyredeceği tahmin edilebilir. Ancak sonrasına tüm yük gruplarında artış beklenebilir.
3. GENEL DEĞERLENDİRME VE TESPİTLER:
2011-2021 yılları arasındaki dönem değerlendirildiğinde; toplam yükte küresel ölçekte yüzde 20 olan artış Türkiye’de yüzde 35,8 oranında gerçekleşirken, bu dönem içindeki ortalama yıllık artış oranı küresel ölçekte gerçekleşen yüzde 2,3’e karşın Türkiye’de yüzde 3,8 oranında olmuştur. Bu karşılaştırmaya konteyner açısından yaparsak; toplam konteynerde küresel ölçekte yüzde 37,9 olan artış Türkiye’de yüzde 70,4 oranında gerçekleşirken, bu dönem içindeki ortalama yıllık artış oranı küresel ölçekte gerçekleşen yüzde 3,8’e karşın Türkiye’de yüzde 6,6 oranında olmuştur. Ülke limanlarımız dünya limanlarının ortalamasının oldukça üzerinde büyümektedir.
Limanlarımızın bu büyüme ve gelişme dinamiği dikkate alındığında TÜRKLİM olarak öncelikli çözüm bekleyen konuların başında limanlarımızın gelecekte yaşayabilecekleri darboğazlarının bugünden çözülmesi, gelişme ve büyümelerinin önündeki engellerin bugünden kaldırılması, limanların hızlı, etkin ve verimli çalışmalarının sağlanması, limanların üzerlerindeki ekonomik yüklerin mümkün olduğunca ortadan kaldırılması ve sonuçta dış ticaret başta olmak üzere ülke ekonomisine, büyümesine ve gelir artışına fayda sağlayacak düzenlemelerin yapılması gelmektedir. Genel olarak hizmeti verenin kim olduğuna bakılmaksızın limancılık hizmeti temel niteliği ile “Kamusal” bir hizmettir. Limancılık faaliyetinden asıl faydayı sağlayan ülkenin temel ekonomik ve sosyal dinamikleridir. Bu nedenle limanların sorunlarının bugünden çözülmesi kamunun öncelikli hedefi ve stratejisi olmalıdır.
Limanlarımızın çoğu bugün kentsel yerleşim alanları içinde kalmıştır. Özellikle kentlerin ve yerleşim yerlerinin limanlar üzerindeki baskıları bu limanlara gelecekte gerekli ve zaruri olan genişleme imkanlarını tanımamaktadır. Çoğu limanlarımızın geri alanlarının sınırlı olması nedeni ile kapasite kullanımından optimum şekilde yararlanılamamaktadır. Limanların toplu ve yoğun olarak bulunduğu İskenderun Körfezi, Aliağa Körfezi, İzmit Körfezi, Gemlik Körfezi gibi bölgelerde hızlı bir şekilde artan yüklere karşın limanlara ulaşım imkanları giderek kısıtlanmakta, önlem alınamaması halinde gelecekte beklenen yük artışlarıyla birlikte bu bölge limanlarının tamamımda çok büyük darboğazların yaşanmasıbeklenmektedir. Bu nedenle limancılık sektöründe hedeflenen yük artışlarına uygun şekilde limancılık ve diğer lojistik faaliyetler için başta yukarıda belirttiğimiz şekilde limanların toplu olarak bulunduğu körfez bölgeleri başta olmak üzere yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından yeterli ölçüdeki sahalar bugünden planlanmalı, gereğinde kamulaştırma yapılmalı, böylelikle kombine taşımacılığa hizmet edecek şekilde limanların geri alanları sektörün geleceği için bugünden rezerv edilerek projelendirilmelidir. Yine limanların geri sahalarında projelendirilecek lojistik merkezlere limanların hızlı ve efektif ulaşımını sağlayacak bağlantı modlarının, karayollarının ve demiryollarının yapılması ve/veya var olanların gelecek ihtiyaçlar çerçevesinde güçlendirilmesi ve geliştirilmesi sağlanmalıdır. Liman yakınlarındaki bölgelerin ivedilikle imar düzenlemelerinin yapılarak depolama ve sanayi alanlarının kurulması da geciktirilemeyecek bir görevdir.
TÜRKLİM’inMayıs ayı içinde yayınlayacağı “Türkiye Limancılık Sektörü Raporu-2022” ve bu raporun içinde yer alacak olan “Vizyon-2050” ile sektörümüzün 2050 yılına kadar olan tüm yük öngörüleri, talep ve tahminleri yayınlanacak, ayrıca bu gelişmelere paralel olarak yapılması gerekenler ve çözüm önerileri de kamuoyuna ve ilgili kurumlarımızın önüne konulacaktır.
Küresel ölçekte yükselen ve önümüzdeki dönemde etkileri çok daha fazla hissedilecek olan küresel ticaret rekabetinde limanlar, ülkelerin en stratejik ve en önemli lojistik değerleri olacaktır.