ÖZGE SEDEF
Kimi zaman hayat sizi hiç tahmin etmediğiniz yönlere ve başarılara götürür.
Yıllar öncesinden haber verilse güleceğiniz, ihtimal bile vermeyeceğiniz kimi gelişmeler hayatınızın gerçeği oluverir zamanla.
İş hayatı böyle rastlantılar, değişimler ve gelişmelerle doludur.
Çiğdem Arslan’ın kumlama ve boyama sektöründeki hızlı ama sağlam yükselişi de buna benzer bir hikâyeyle gerçeğe dönüşmüş.
Bundan yaklaşık on yedi sene önce kozmetik sektöründe başlamış bu serüven… Ve Loreal, P&G gibi uluslararası şirketlerde edinilen tecrübelerle boyutlanmış.
Sonra…
Sonrası alınan keskin bir kararla şekilleniyor. Zaten bu tür kişisel kararlar değiştirmiyor mu insanın hayatını her zaman? Geleceğe yürümenin başlangıcı cesaretle atılan ilk adım olmuyor mu?
Çiğdem Arslan böylesine bir karar alıp sekiz yıldır çalıştığı sektöre veda etmiş nihayetinde. Ardından yeni arayışlar başlamış ve bu arayış onu bir kumlama boyama firmasına kadar götürmüş dokuz yıl önce.
Kozmetik ve kumlama boyama!.. Evet, her iki alanın da makyajla ilgili olduğu Sektörün Kadınları Çiğdem Arslan Sapi Turkey 19 söylenebilir belki ‒biraz zorlama da olsa! Ama bunun dışında nasıl bir ilişki kurulabilir ki iki sektör arasında?
Elbette kolay olmamış alışmak Çiğdem Arslan için. Ne endüstri ne de inşaatla yakından uzaktan alakası yokmuş çünkü o ana dek. Özellikle ilk bir ay çok zorlanmış. Arslan, satış ekibinde yer aldığı firma için müşteri ziyaretlerinden önce telefonla görüşmelere başlamış. Fakat müşterilerin talep ettiği ürünler bambaşka bir dünyanın terimleri gibi geliyormuş o dönemler kendisine.
Nozul mesela… Ya da boya memesi…
Telefonda bahsedilen bu ürünler karşısında şaşkınlığını gizlemeye, neyin ne olduğunu öğrenmeye çalışarak geçirmiş ilk bir ayını Arslan. Ancak iş hayatındaki tecrübelerine dayanarak yaptığı analizler sonucunda, içinde sektöre dair dikkate değer bir umut belirmiş. Uluslararası şirketlerde edindiği tecrübeyi bu sektöre adapte edebilirse çok güzel işler yapabileceğinden emin olmuş. Hemen kolları sıvamış elbette. İlk işi, satış-pazarlamanın en önemli kurallarından biri olan “Sattığın ürünün ne olduğunu bileceksin” sloganını hayata geçirmek olmuş. Çekmiş tulumları, inmiş imalat bölümüne. Tüm ürünleri ustalara sora sora, üretim faaliyetlerini izleyerek yakından tanımaya başlamış.
“Biz ne satıyoruz, bu ne işe yarar, nasıl imal edilir?..”
İşe girişinin üçüncü ayında artık hazırmış Çiğdem Arslan. O andan itibaren müşteri ziyaretlerine de başlamış.
Kumlama boyama sektöründeki ilk yedi yılı, bu alanda faaliyet gösteren çeşitli firmalarda başarılı işlere imza atarak sürmüş. Başlangıçta kendi firmasını kurmak gibi bir niyeti yokmuş doğal olarak. Ancak, zamanla sektöre alıştıkça, bu alanda gördüğü açığı doldurabilecek bir yaklaşımın mümkün olduğu düşüncesi belirmiş zihninde. Fakat sektörün kırılması güç alışkanlıklarını yıkmak pek de kolay değilmiş. İşte bu koşullar, kumlama boyama sektörüne kadın elinin değmesini sağlayan o kararı doğurmuş.
Çiğdem Arslan, kendi şirketini kurmuş sonunda. Kozmetik sektöründen gelip hiç tanımadığı kumlama boyama sektöründe elde ettiği başarılar, kendi şirketinde yepyeni bir bakış açısıyla müşterilerle buluşmaya başlamış.
Çiğdem Arslan’ın bu başarısında tecrübeleri kadar işini en iyi şekilde yapma dürtüsü de büyük etken olmuş. Müşteri memnuniyeti, farklı firmalarda çalışırken bile her zaman en ön planda tuttuğu kuralların başında gelmiş. Hatta bu kural için tehlikeli yolculuklara çıkmaktan da geri durmamış! Dahası Fizan’a gitmek deyimini gereceğe dönüştürmüş.
Nasıl mı?
Yıl 2013. Yer Libya. Evet, evet, yanlış okumadınız, Libya. İç savaşın sürdüğü Libya’dan söz ediyoruz. Enka İnşaat, bu ülkede bir elektrik santrali projesi yürütüyor. Çiğdem Arslan da söz konusu projeye kumlama boyama hizmeti veren firmanın projeyle ilgili sorumlusu. Şantiyeye önce bir teknik ekip gönderiyor Arslan. Ancak Enka İnşaat’tan gelen geri bildirimler beklendiği gibi olmuyor; işten memnun kalmadıklarını bildiriyorlar. Bunun üzerine Çiğdem Arslan olaya el atmaya ve işi yerinde, Libya’da görmeye karar veriyor.
Çiğdem Arslan’ın serüveni üç saatlik bir uçak yolculuğunun ardından Trablus’a inmesiyle başlıyor. Ardından onu bu kez Sebha’ya yapacağı bir başka uçak yolculuğu bekliyor. Ancak uçağın tıpkı bir dolmuş gibi dolması beklendiğinden bu yolculuğa başlamak pek de mümkün olmuyor. Neden sonra, uçak dolunca havalanıp Sebha’ya doğru yola çıkıyorlar. Ama bu daha her şeyin başı. Akşamüstü saat 6’da yere inebiliyorlar ancak. Bundan sonra da Libya’nın içlerine, çöle uzanacak bir kara yolculuğu bekliyor onu. Fakat saatin geç ve yolun tehlikeli olmasından dolayı o geceyi Sebha’da geçirmeye karar veriyor Enka İnşaat’ın görevlendirdiği refakatçileri. Birleşmiş Milletler görevlilerinin de tercih ettiği, Sebha’nın en iyi otelinde kalıyorlar! Odanın camları kırık, kapısı kilitlenmiyor! Elbette endişeyle ve uykusuz geçen gecenin ardından nihayet sabah saatlerinde yola çıkıyorlar.
Sonunda şantiyeye varıp dalgalanan Türk bayrağını gördüğünde Çiğdem Arslan’ın içi rahatlıyor. Kendi deyişiyle, ilk defa, bir şantiyeye ulaşmaktan böylesine mutlu oluyor. Araçtan indiğinde Enka İnşaat’ın mühendislerinden biri karşılıyor Arslan’ı.
“Merhaba, Çiğdem Hanım. Fizan’a hoş geldiniz!”
“Burası gerçekten de Fizan’mış” diyor Çiğdem Arslan, o bilindik deyimi hatırlayarak. Ama aldığı cevap durumun bir espriden ibaret olmadığını ortaya koyuyor.
“Yo, şaka yapmıyorum. Burası gerçekten de Osmanlı’nın sürgün yeri olan Fizan Çölü.” Kısacası müşteriyi memnun etmek, işini iyi yapmak için Fizan’a gitmeyi göze alan bir iş ciddiyeti söz konusu olan.
Çiğdem Arslan’ın başarısı, engelleri aşma yönünde gösterdiği bu kararlı tavrı sayesinde kaçınılmaz olarak gelmiş. Aynı kararlılığı ve müşteri memnuniyetine yönelik yaklaşımını kendi şirketinde de sürdürmüş ve sürdürmeye devam ediyor Çiğdem Arslan. Bir yıl gibi kısa bir sürede elde ettiği büyük başarı, distribütörlüğünü yaptığı Sapi Grup tarafından fark edilince, şirketinde uluslararası ortaklık dönemi başlamış.
Bugün, iki yıl önce kurduğu şirketi, kısa sürede edindiği Alman ortağı ile birlikte son derece başarılı projelere imza atıyor. İş dünyasında büyük tecrübelere sahip iş insanları onun hakkında “On yıllık yolu iki yılda kat ettin” övgüleriyle söz ediyorlar.
Onun yönetimindeki Sapi Group, bugün 4 bin metrekaresi kapalı, 3 bin metrekaresi açık toplam 7 bin metrekare alana sahip Dilovası ve Ankara’daki tesisleriyle, Tuzla’daki showroom’uyla Türkiye’nin alanındaki en önemli şirketlerinden biri.
Bir sektöre kadın eli değdi mi, işte böyle değiyor. Bu büyük başarı, Çiğdem Arslan’ın kurduğu ortaklıkla birlikte Türkiye’den Almanya’ya ve Sapi Group’un faaliyet gösterdiği diğer ülkeler olan Rusya, Macaristan ve Sırbistan’a uzanan toplam 330 kişilik bir aile yaratıyor.