Dr. Öğretim Üyesi Ozan Hikmet Arıcan
Dünyanın dört bir yanından gelen mallar, denizciler sayesinde okyanusları aşıyor ve limanlara ulaşıyor ancak denizcilerin karşı karşıya kaldığı zorluklar, yalnızca denizdeki dev dalgalarla sınırlı değil. Uzun vardiyalar, kısıtlı dinlenme süreleri ve stresli çalışma koşulları, denizcilerin yorgunluğunu artırıyor ve bu yorgunluk, çoğu zaman yalnızca bireysel bir sorun olmaktan çıkıp daha büyük risklere yol açıyor. Gelin, bu görünmeyen sorunun perde arkasına birlikte bakalım.
Bir kargo gemisinde çalışan genç bir üçüncü kaptanın anlattıkları, yorgunluğun nasıl bir sorun olduğunu gözler önüne seriyor:
“Bir limandan diğerine geçerken toplamda dört saat uyudum. Limana vardığımızda tahliye operasyonu başladı ve gemide koşuşturmaca hiç bitmedi. Köprü üstünde yoğun trafik olan bir bölgede bir karara varmam gerekti ama yorgunluk yüzünden düşüncelerimi toparlayamıyordum.”
Bu tür hikayeler, denizcilik sektöründe yorgunluğun görünmeyen ancak büyük bir tehlike olduğunu kanıtlıyor. Allen ve arkadaşlarının (2023) yaptığı bir araştırma, liman operasyonlarının özellikle yoğun tempoda çalışan denizcilerde yorgunluğu en üst seviyeye çıkardığını gösteriyor. Özellikle liman manevraları sırasında yapılan hatalar, yorgunluğun ne kadar ciddi sonuçlara yol açabileceğini kanıtlıyor.
Yorgunluğun Nedenleri ve Olaylar
Denizcilik sektöründe yorgunluğa yol açan birçok faktör bulunuyor. Bunları daha iyi anlamak için gerçek olaylara göz atalım:
1-) Fizyolojik Faktörler
Bir konteyner gemisinde çalışan personelin, sürekli değişen vardiya saatleri yüzünden biyolojik saatlerinin bozulduğu sıkça rapor ediliyor. Yang ve arkadaşlarının (2023) çalışması, vardiya düzenlerinin denizcilerin uyku döngüsünü nasıl etkilediğini ve bunun yorgunluğu artırdığını vurguluyor. 2019’da Rotterdam Limanı’nda bir yük gemisi yanaşma sırasında kontrolden çıktı. Kaza sonrası yapılan incelemede, gemi kaptanının 36 saat boyunca doğru düzgün dinlenmediği ortaya çıktı.
2-) Psikolojik Faktörler
Denizcilik, insanı fiziksel olduğu kadar psikolojik olarak da zorlayan bir meslek. Aileden uzun süre ayrı kalma, yalnızlık hissi ve iş yükü bu zorlukları artırıyor. Zhao ve arkadaşlarının (2020) araştırması, psikolojik stresin denizcilerde yorgunluğu ikiye katladığını ortaya koyuyor. Bir yük gemisinde çalışan bir çarkçının intihara teşebbüsü, denizcilerin yalnızlık ve stresle nasıl mücadele ettiğine dair acı bir örnek olarak hafızalarda yer etti. Makinistin iş arkadaşları, “Haftalarca doğru düzgün uyumadığını ve sürekli stres altında olduğunu fark etmiştik,” diyerek durumu özetlemişlerdir.
3-) Çevresel Faktörler
Bir tanker gemisinin güvertesinde çalışan denizciler, kötü hava koşulları ve titreşimlerin, işlerini daha da zorlaştırdığını dile getiriyor. Crestelo Moreno ve arkadaşları (2023), gemi operasyonları sırasında çevresel koşulların yorgunluğu artırdığına dair önemli veriler sunuyor. 2022’de Kuzey Atlantik’te bir tanker gemisi, fırtına nedeniyle büyük darbeler almış ve ekip günlerce zor koşullarda çalışmak zorunda kalmıştı. Mürettebatın tükenmişliği, tahliye sırasında yapılan yanlış kararlarla büyük bir kaza riskine dönüşmüştü.
Yorgunluğun Etkileri arasında en önemli maddeler ‘Daha Fazla Kaza ve Azalan Verimlilik’ oluşturmaktadır.
Yorgunluk sadece bireyleri değil, tüm operasyonel süreçleri etkilemektedir. Islam ve arkadaşlarının (2022) çalışmasında, denizcilerde yorgunluğun iş performansını nasıl düşürdüğüne dair çarpıcı bulgular yer alıyor. Yorgun denizciler, karar alma süreçlerinde daha fazla hata yapıyor ve bu hatalar bazen gemi kazalarıyla sonuçlanıyor.
2015 yılında bir yolcu gemisinin, limandan çıkış sırasında bir yük gemisiyle çarpışmasının arkasında, köprü üstü ekibinin ciddi yorgunluk yaşadığı ortaya çıkmıştır. Bu kazadan sonra, şirket yorgunluk yönetimi politikalarını gözden geçirme kararı almıştır.
Çözüm Yollarının başında ‘Yorgunluğu Yönetmek’ gelmektedir.
Denizcilerin yorgunluğunu azaltmak için sektörde farklı çözüm önerileri geliştiriliyor:
Eğitim ve Farkındalık: Denizcilerin yorgunluk belirtilerini tanımaları ve önlem almayı öğrenmeleri.
Dinlenme Sürelerinin Artırılması: Vardiya sürelerinin daha iyi düzenlenmesi, yorgunluğu azaltabilir.
Teknolojik Çözümler: Otomatik yorgunluk algılama sistemleri kullanılarak denizcilerin dinlenme ihtiyaçlarının belirlenmesi.
Bhatia ve arkadaşlarının (2023) çalışması, özellikle eksik personel çalıştırmanın yorgunluğu artırdığını ve mürettebat sayısının artırılmasının kaçınılmaz olduğunu savunuyor.
Denizcilik sektöründe yorgunluk, bireysel bir sorun olmanın ötesine geçerek tüm operasyonları etkileyen kritik bir faktör haline geliyor. Gerçek yaşanmışlıklar ve bilimsel araştırmalar, bu sorunun ciddiyetini gözler önüne seriyor. Çözüm, sadece bireysel farkındalık değil, aynı zamanda şirketlerin ve teknolojik sistemlerin yorgunluğu yönetme becerilerini geliştirmesinde yatıyor. Denizcilerin sağlığı ve güvenliği, sektörün geleceği için göz ardı edilmemesi gereken bir konu olmaya devam ediyor.
Denizcilik sektöründe gemi kazalarının analizi, özellikle yorgunluk, insan hatası, çevresel faktörler ve organizasyonel eksiklikler gibi kavramların istatistiksel durumunu anlamak açısından önemlidir. Bu tür analizler genellikle kaza raporları, uluslararası denizcilik örgütü (IMO) verileri ve akademik çalışmalar gibi kaynaklardan elde edilen verilerle yapılır. İşte bu kavramların denizcilik kazaları üzerindeki istatistiksel etkilerine dair bazı genel bulgular:
1-) Yorgunluk
Yorgunluk, insan hatasına bağlı kazaların yüzde 25-30’unda önemli bir faktördür.
Örneğin, Zhao ve arkadaşlarının (2020) yaptığı çalışmada, gemi mürettebatının yorgunluk seviyelerinin kaza oranlarını artırdığı görülmüştür. Liman operasyonlarında ya da vardiya değişimlerinde yetersiz dinlenme, karar verme becerilerinde ciddi düşüşlere yol açmaktadır.
IMO’nun bir raporu, deniz kazalarında yorgunluğun etkisinin yüzde 16 ila 25 arasında olduğunu belirtmektedir.
2012 yılında meydana gelen Costa Concordia kazası, kaptanın yorgunluğu ve dikkatsizliği nedeniyle karaya yakın bir rotada seyrettiğini gösterdi. Bu kaza, 32 kişinin ölümüne yol açmış ve yorgunluk yönetiminin eksikliğini gündeme getirmiştir.
2-) İnsan Hatası
Denizcilik kazalarının yüzde 75-96’sı insan hatasından kaynaklanmaktadır.
Bu oran, insan faktörlerinin ne kadar kritik bir rol oynadığını açıkça göstermektedir. Yorgunluk, eğitim eksikliği, psikolojik stres ve deneyimsizlik gibi alt faktörler insan hatasını artırmaktadır.
1995 yılında, Estonia feribot kazası, mürettebatın kapak kilitleme mekanizmasındaki hatayı fark edememesi nedeniyle meydana gelmiş, 852 kişinin hayatını kaybettiği bu trajedi, insan hatası kaynaklı kazaların ciddiyetini göstermiştir.
3-) Çevresel Faktörler
Kötü hava koşulları, deniz kazalarının yüzde 10-15’inden sorumludur.
Ancak, yorgunluk ve çevresel faktörlerin bir araya geldiği durumlarda, bu oran daha da yükselmektedir. Örneğin, fırtına sırasında mürettebatın koordinasyon eksikliği veya yorgunluğu, kazaları tetikleyebilir.
Yang ve arkadaşlarının (2023) çalışması, kötü hava koşullarının gemi mürettebatı üzerindeki stres seviyelerini artırdığını ve yorgunluk etkisini ikiye katladığını belirtmiştir.
1987’de yaşanan Herald of Free Enterprise kazası, kötü hava koşulları ve insan hatası kombinasyonunun bir sonucuydu. Limandan çıkış sırasında alınmayan güvenlik önlemleri, geminin alabora olmasına yol açmıştır.
4-) Organizasyonel Eksiklikler ve Eğitim
Yetersiz eğitim, organizasyonel hataların yüzde 20-25’ine katkıda bulunmaktadır.
Eğitim eksiklikleri, özellikle acil durum yönetimi ve ekipman kullanımı gibi kritik alanlarda önemli sorunlara yol açmaktadır. Bhatia ve arkadaşlarının (2023) çalışması, eksik mürettebat ve yoğun çalışma saatlerinin organizasyonel hataları artırdığını göstermektedir.
Şirketlerin yüzde 30’unda yorgunluk yönetimi politikalarının yetersiz olduğu tespit edilmiştir.
2017 yılında, Arctic Sun tanker kazası, tanker operasyonları sırasında alınmayan önlemler ve mürettebatın eğitimsizliği nedeniyle gerçekleşmiş ve büyük bir çevre felaketine neden olmuştur.
5-) Kazaların İstatistiksel Dağılımı
Yorgunluk kaynaklı kazalar genellikle liman operasyonları ve vardiya değişimlerinde yoğunlaşmaktadır.
Örneğin, liman giriş çıkışlarında yapılan hatalar tüm kazaların yüzde 40’ını oluşturmaktadır ve bu süreçler, mürettebatın en çok yorgun olduğu zamanlardır.
Çevresel ve teknik faktörlerin etkisiyle gerçekleşen kazaların yüzde 50’sinde insan hatası da birincil etkendir.