İTÜ DEDAMED Yönetim Kurulu Başkanı Kaptan Ufuk Teker: “Çağ dışı kalan Deniz İş Kanunu’muzun güncellenmesi bence Türk denizcileri için reform niteliğindedir ve büyük ihtiyaç arz etmektedir.”
İTÜ Denizcilik Fakültesi Mezunları Derneği’nin (İTÜDEFAMED) düzenlediği “Denizcilikte Emek ve Çalışma Barışı Temelinde Deniz İş Kanunu Reformu İhtiyacı” adlı seminer, 16 Nisan 2024 tarihinde, Kozyatağı Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.
İTÜDEFAMED’in kuruluşunun 75. yılı çerçevesinde düzenlediği seminerler dizisinin ikinci halkası olan etkinliğe İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Efe Yamakoğlu, Çavuş&Coşkunsu Hukuk Bürosu Ortağı Avukat Kaptan Çağlar Coşkunsu ve Deniz Çalışanları Dayanışma Derneği Başkanı Ural Çağırıcı konuşmacı olarak katıldı.
Seminerin açılış konuşmasını yapan İTÜ Denizcilik Fakültesi Mezunları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Kaptan Ufuk Teker, Türk Deniz İş Kanunu’nun onlarca sorunu birlikte taşıdığını belirterek bu sorunlardan bazılarını şöyle sıraladı: “Deniz İş Kanunu’nun, gemi adamları bakımından yeterli olacak asgari ücretin belirlenmesi noktasındaki belirsizlikler, gemi adamlarının çalışma şartlarının denetlenmesinde genel hükümlere atıf yapılması nedeniyle durumun uygulamada karışıklığa yol açarak etkin ve elverişli denetimlere imkan vermemesi, Deniz İş Kanunu’nda denizcilik özeline düzenlenen iş kazası, meslek hastalığı ve iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin hükümlere yer verilememesi.”
Teker sözlerini “Çağ dışı kalan Deniz İş Kanunu’muzun güncellenmesi bence Türk denizcileri için reform niteliğindedir ve büyük ihtiyaç arz etmektedir.” diyerek tamamladı.
“En risksiz yol, şu andaki Deniz İş Kanunu’nu güncellemek”
İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Efe Yamakoğlu ise toplantıda yaptığı konuşmada Türkiye’de hukukçuların deniz hukukuna ilişkin uygulamaları çok bilmediğini ifade ederek “Sıklıkla bu alanda yazmaktan, çizmekten kaçındık. 1967 tarihli Deniz İş Kanunu hazırlanmışıyla birlikte yazıp çizenden sonra günümüzde bu konuda çalışan çok az insan var. Denizcilik hukukunun uygulanışıyla ilgili bir resim çekmemiz gerekirse yargıtay kararlarının bu konuta nasıl ilerlediği güncel kararların ne yönde olduğu önem taşıyor. Deniz İş Kanunu yürürlüğe girdikten sonra Borçlar Kanunu 2002 yılında yürürlüğe girdi. 4857 sayılı İş Kanunu 2003 yılında yürürlüğe girdi. Bu kanunlar arasındaki ilişki kafa karışıklığına yol açtı. Böyle olunca yargıtay kararlarını da takip ettiğinizde belirli hususlarda devamlı farklı kararlar verilebildiğini görüyoruz. Belli bir noktada kararlar verebiliyor, sonra içtihadından dönebiliyor.” vurgusu yaptı.
Doç. Dr. Yamakoğlu aradan 50 yıl geçtikten sonra Deniz İş Kanunu’yla ilgili olarak bir soruya cevap verilmesi gerektiğini belirterek şöyle konuştu: “Acaba yeni bir iş kanunu mu yapılacak yoksa Fransa’da olduğu gibi bir iş kolu içinde özellik arz eden özel düzenlemeler mi gerçekleştirilecek? Sektörün ihtiyaçları doğrultusunda buna ilişkin sonuca nasıl varabileceğimiz noktasında beraber tartışarak karar vermemiz gerekiyor. En risksiz yol, şu andaki Deniz İş Kanunu’nu güncellemek.”
“Yabancı bayraklı gemi ayrımının kalkmasını istiyoruz”
Seminerde konuşan Çavuş&Coşkunsu Hukuk Bürosu Ortağı Avukat Kaptan Çağlar Coşkunsu ise “Türkiye’de Denizcilik İş Kanunu’nda ilk önce yabancı bayraklı gemi ayrımının kalkmasını istiyoruz. Yabancı bayraklı gemilerde çalışan Türk denizcilerin sosyal güvenlik haklarının, ücretlerinin etkilenmeden, anlamlı kayıplara uğramadan sağlanmasını, denizcilerin ağır şartlarda çalıştığının anlaşılmasını ve kabul edilmesini, yıpranma payının verilmesini, iş kazalarının önlenmesini, denizcilerin istihdamıyla ilgili sürdürülebilir politikaların izlenmesini öneriyoruz.” diye konuştu.
“Standartlarımızı herkese eşit uyguluyoruz”
Deniz Çalışanları Dayanışma Derneği Başkanı Ural Çağırıcı da seminerde, 2006 yılından itibaren Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu’nun (ITF) Türkiye temsilciliğini sürdürdüklerini kaydetti. Çağırıcı görev alanlarını “Türkiye’den kontrol edilen yabancı bayraklı gemilerdeki gemi adamlarının haklarının düzenlenmesi, Türkiye’ye gelen gemilerde ortaya çıkan sorunlarda ve Türk Türk gemi adamlarının yaşadığı sorunlarda gemi adamlarına destek verilmesi.” olarak tanımladı.
Çağırıcı “Bizim bakış açımız Türkiye’den farklı. Biz dünyadan Türkiye’ye bakıyoruz. Dünyadan bakıldığında durum şu: Gemi adamlarının haklarını dünya çapında işleri standartlara yerleştirmeye çalışıyoruz. Biz herkese bu standartları eşit uygulamaya çalışıyoruz.” şeklinde konuştu.