Enerji üretim teknolojileri alanında yürütülen araştırma ve üretim ekosistemiyle ilgili alanlara önemli katkı veren Ekserji ve Uygulamaları Yaz Kursu, 3- 5 Mayıs 2023 tarihlerinde Piri Reis Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleşti.
Uzun yıllardır başarıyla sürdürülen ve sektörde marka haline gelen 19. Ekserji ve Uygulamaları Yaz Kursu bu sene alanında iddialı uzmanların katkılarıyla özellikle sektörün geleceğine projeksiyon tuttu.
Prof. Dr. İbrahim Dinçer, Prof. Dr. Yunus A. Çengel, Prof. Dr. Arif Hepbaşlı, Prof. Dr. Adnan Midilli ve Prof. Dr. Mustafa Özilgen’in ana konuşmacı/eğitimci olarak ders verdiği kursa Prof.Dr. Zafer Utlu, Prof. Dr. T. Hikmet Karakoç ve Prof. Dr. Ziya Söğüt katkıda bulundu.
Neta Haber olarak denizcilik sektörünün son yıllardaki ilk gündem maddesi olarak nitelenen ‘’Karbonsuzlaşma, Alternatif Yakıt ve Yeşil Enerjiler’’ konusunu alanın en önde gelen isimlerinden Nevada Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yunus Çengel ve Ontario Tech Üniversitesi Makine Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Dinçer ile konuştuk.
Bilindiği üzere tüm dünya iklim değişikliğinin azaltılması ve adaptasyonu kapsamında 2016 yılında imzalanan ve ilk küresel anlaşma niteliği taşıyan Paris Anlaşması’nın yürürlüğe girmesinden sonra karbonsuzlaşma ve yeşil enerji kaynaklarına geçiş sürecini yaşıyor. Anlaşmayı imzalayan ülkeler, 2016 yılından itibaren devletlerinin sektörlere sağladığı teşvik ve yatırımlar ile kendi yol haritasını çizmiş durumda.
Nevada Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yunus Çengel, Türkiye’nin 2016 yılından günümüze karbozsuzlaşma ve yenilenebilir yeşil enerjilere geçiş sürecine yönelik önemli teşvik ve yatırımlar yapıldığını belirterek bu teşvik ve yatırımların hem ülkemiz hem dünya ülkeleri için uzun vadede çok büyük kazanımlar olarak döneceğinin altını çizdi ve konu hakkında önemli açıklamalarda bulundu:
Karbonsuzlaşma Süreci, Toplumsal Bilinç ve Sektörel Konsorsiyum ile Hızlanacak
Yunus Çengel: ‘’Özellikle 2019 yılında yaşanan pandemi krizi ile birlikte tüm dünya, karbonsuzlaşma ve yenilenebilir yeşil enerjiye geçme konusunda üzerinde büyük bir baskı hissetmeye başladı. Bu dönüşüm kaçınılmaz bir son olarak tüm ülkelerin önünde bir ödev olarak duruyor. Sürecin kendini gerçekleştirmesi ve hem sektörel hem toplumsal adaptasyonu için en kritik nokta toplumsal bilinç ve sektörel konsorsiyumun sağlanmasıdır’’ dedi.
Türkiye’de sürecin gidişatını değerlendiren Prof. Dr. Yusuf Çengel, doğru yatırımların yapıldığını ve bunun sürmesi gerektiğini belirterek;
‘’Türkiye 2016 yılında bu işe doğru yatırımlar yaptı. Doğru yolda gidiyoruz fakat bu sürecin hızlanması gerek. Yolumuz çok uzun ancak iyi bir planlama, yeterli teşvik ve yatırımlar ile başarılı sonuçlar elde edebiliriz’’
Denizcilik Sektörü Birlikte Hareket Etmeli
Denizcilik sektörünün sıfıra yakın ve sıfır emisyon hedefi ve yeni nesil yakıtlar konusunda yeterli yeteneğe sahip olduğunu belirten Çengel, bu konuda sektörün birlikte hareket ederek geçiş sürecini zaman kaybetmeden gerçekleştirmesi gerektiğinin altını çizdi.
‘’Denizcilik sektörü tüm dünyada yaşanan bu dönüşümün en kritik sektörlerinden biri. Şu anda yakıtlar konusunda Avrupa ve Amerika’da ciddi yatırım ve teşvikler ile birlikte çok hızlı bir değişim yaşanıyor. Küresel bir anlaşma olan Paris İklim Anlaşması’nın ileride koyacağı standartlar çerçevesinde rekabetçilikte geride kalmamak adına maliyetler açısından da büyük tasarruf sağlayacak bu dönüşüme uyum sağlamak için denizcilik sektörü ortak hareket etmelidir’’ dedi.
Gelecek Yeşil Enerjide
Paris İlkim Anlaşması çerçevesinde geleceğin en önemli konularından biri olan yenilenebilir yeşil enerji çalışmaları, karbonsuzlaşma hedefinin kuşkusuz en zorunlu ön koşulu. Denizcilik sektörü alternatif yakıt sistemlerinde gittikçe yaygınlaşan bir değişim yaşıyor.
Ontario Tech Üniversitesi Makine Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Dinçer, yeşil enerji ve yeni nesil yakıt sistemlerinin denizcilik sektörü üzerindeki etkileri ve sektörün bu konudaki geleceğini değerlendirdi.
Karbon Çağından Hidrojen Çağına Geçiş Başladı
Ontario Tech Üniversitesi Makine bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Dinçer, hidrojenin yenilenebilir yeşil enerji çağına geçiş sürecindeki önemine ve küresel çapta yaşanan dönüşüme dikkat çekti.
‘‘Son yıllarda artan dünya nüfusu, iklim değişikliği ve yaşanan ısınmanın insan sağlığına olumsuz etkileriyle birlikte karbon emisyonları küresel bir probleme dönüşmüştü. Son olarak Covid’in dünya üzerindeki sarsıcı etkileri nedeniyle 2020 yılından itibaren hidrojen çağına geçiş tüm dünyada resmen başlamış durumdadır. Bildiğimiz gibi karbosuzlaşma sürecinde yenilenebilir yeşil enerji kaynaklarına geçiş hidrojen ile birlikte sağlanacak. Hidrojenin iki türlü kullanım alanı var. Birincisi yakıt olarak doğrudan hidrojen kullanımında, ikincisi ise karbon kaynaklarının hidrojen ile birleşiminden sağlanacak yeşil enerjide. Yani bir nevi karbon kaynaklarının yeşil enerjiye dönüştürülmesinde enerji taşıyıcısı olarak kullanılmasında. Dünya geleneksel fosil kaynaklı yakıtların kullanımını yavaş yavaş geride bırakıyor bu nedenle hidrojen teknolojisi gündemin en önemli konusu’’ dedi.
Denizcilik Sektörü Hidrojene Dayalı Bir Ekonomiye Göre Hareket Etmeli
Hidrojen çağının hidrojene dayalı bir ekonomik sistem inşa edeceğini ve denizcilik sektörünün yakıtlar konusunda büyük bir dönüşüm içinde olduğunu belirten Prof. Dr. İbrahim Dinçer sürecin meşakkatli olduğunu fakat beraberinde çok büyük fırsatlar getirdiğini söylüyor.
‘’ Hidrojen ekonomisi denizcilik sektörünü doğrudan etkileyecek. Karbonsuz çözümler olarak hidrojen ve amonyak üzerinden elde edilen metanol, etanol gibi yakıtların kullanımı her geçen dün sektörde yaygınlaşıyor. Türk denizcilik sektörü dünya ile rekabette özellikle bu konuda hızlı bir aksiyon almalı. Geçiş süreci elbette ki bazı zorlukları beraberinde getirecektir fakat sonuçları çok büyük kazanımlar vadediyor.
İkili Yakıt Sistemi Sürece Adaptasyonu Kolaylaştırıyor
‘’ Bu dönüşümün başarılı bir şekilde gerçekleşmesine yönelik IMO’nun hidrojene yönelik önemli çalışmaları bulunuyor. Dönüşüm elbette sadece sektör aktörlerinin tek başına yapabileceği bir şey değil. Yalnız adaptasyon sürecinde özellikle ikili yakıt sistemleri sektöre büyük kolaylık sağlayacaktır. İkili yakıt sistemi hem yanma performansını iyileştirmede hem de maliyetler açısından önemli katkılar sunmaktadır’’
Türkiye’nin Geleceği Yeşil Enerjide Çok Parlak Görünüyor
Yenilenebilir yeşil enerjinin Türkiye eksenli geleceğini de değerlendiren Prof. Dr. İbrahim Dinçer doğru politikalarla geleceğin çok parlak olabileceğini öngörüyor.
‘’Türkiye enerjide dışa bağımlılığı çok büyük oranda azaltacak ve enerji maliyetlerini düşürecek yenilenebilir yeşil enerji konusunda dünyanın en şanslı ülkelerinden biri. Avrupa’nın birinci, dünyanın ise yeşil enerji kaynaklarına sahip ülkeler içinde ilk beşinde bulunan ülkemiz, tam bir yeşil enerji kaynakları cenneti konumunda. Hidrojen enerjisi ve doğru teknolojik alanlara yapılacak teşvik ve yatırımlar ile Türkiye yakın gelecekte rahatlıkla gelişmiş ülkeler ligine yükselme potansiyeline sahip’’ dedi.
Neta Haber ÖZEL
Haber: Aslı Sağbilge
Fotoğraf: Yalçın Kabak